Etiler’in en yenisi Sandalyee, ferah dekorasyonu, özel pişirme teknikleri, lezzetli tatlı ve emekleri ile hayatında iyi yemeğe yer açanları bekliyor.

sandalye-g1

Etiler’deki eski Limonata’nın yerinde şimdilerde Sandalyee hizmet veriyor. Kösem Grup, kendi markalarını yaratıp kendi mutfaklarını ve menülerini oluşturmak isteyince zaten işletmeciliğini yaptıkları tüm Limonata’ları, Sandalyee’ye dönüştürme kararı almış. İki ay önce de Etiler, Bağdat Caddesi ve Ortaköy’de yeni mekânlarını açmışlar.
Limonata ile Sandalyee arasında büyük farklar var. Eskiden daha renkli olan ve genç kesime hitap eden mekân günümüzde daha modern diyebiliriz. Üstelik menüde ve dekorasyonda da ince zevklere hitap eden bir yaklaşıma sahip. Mimar Ali Türker’in ellerinden; üstü tamamen açık ve hava alan, içeri adım atınca kapalı bir yere sıkışıp kalmışlık hissi yaşatmayan, farklı köşelerinde her gruba ve isteğe uygun oturma alanları yaratılan bir restoran çıkmış ortaya.
Sandalyee’nin menüsü ünlü şef Erkan Yeşil’in eseri. Erkan şef, Sandalyee için dünya mutfağının en özel lezzetlerini barındıran, zengin bir menü hazırlamış. Bu menü yaz ve kış aylarına özel olarak yılda iki kez yenilenecekmiş.
Peki, yemeklerden ne haber? Sandalyee köfte, mekânın en sevilen yemeği. Lorlu armutlu çıtır pizza, armudu tuzlu malzemelerle bir araya getirerek damakta adeta bir şölen yaratırken; mısır ekmeği, Nutella’lı rulo pasta ve damla sakızlı Oreo’lu puding de Sandalyee’de mutlaka yemeniz gereken tatların başında geliyor. Sadece 5 TL’ye satılan simit sandviç ise küçük ama dev bir lezzet. İçi peynir, salatalık, domates dolgulu olan simidin ortasındaki zeytinli salata, uygun fiyatlı ve fazlasıyla doyurucu bir kahvaltı ortaya çıkmasını sağlamış. Türk damak tadına uygun pideler, kapsamlı pizza ve makarna seçenekleri de öğle yemekleri için tercih edilebilir. Ama en özel yemek hangisi diye sorduğumuzda, somon poşe cevabını alıyoruz. Burada bahsi geçen somonun, önce vakum makinesinde tüm havası çekiliyor ve böylece tüm vitaminler etin içine hapsoluyor. Ardından balık, sıcaklığı 60 dereceye sabitlenmiş suda pişiriliyor. Tavaya değmediği için her noktası aynı eşitlikte pişiyor. Yine aynı teknikle, tam 14 saat pişirilen ve özel sosla servis edilen kemiksiz tavuk kanatları ise kanat yerken girilen zahmeti bertaraf ederek ortaya farklı bir lezzet sunuyor.
Sandalyee’nin bu adı alması, tesadüfi değil. Hani yemeğe başlarken “Çek bir sandalye” deriz ya, işte mekân sahibi Remzi Kösem, bu deyişten yola çıkmış. Yemeğimizi sandalyeye oturarak yememiz, sandalyemizin karşısındaki yemeğin bize ait olduğunu herkesin bilerek yemeğin kimlik kazanması, bu ismin seçilmesine katkı sağlamış.
Kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri için keyifli vakitler geçirebileceğiniz bir yer olan Sandalyee’nin üst katındaki şömineli lounge’da küçük çaplı organizasyonlar düzenlenebiliyor, ayrıca Şampiyonlar Ligi maçları da yayınlanıyor. Hatta ileride burada şarap tadımları ve workshop’lar yapılması da planlanıyor.

1 2