İllüstrasyonlar, grafik çalışmalar ve klasik resimler dijital ortamda bir araya geliyor. Ece Naz Demirkale var olan çalışmaları kendi dilinden yeniden yorumluyor.

1

Image 1 of 5

Bir parça Warhol bir parça ’80 döneminden yadigâr Interview kapakları. Yazı yazılırken de fonda Arcade Fire’dan “Reflektor” dönüyor Spotify’da. Telefonun ekranında beliren kapak bu sayfalarda gördüğünüz işlerin bir uzantısı gibi. Ece Naz Demirkale’nin işleri pop art efektli ve grafik detayları bol çalışmalar. İçinde bulunduğumuz Tumblr jenerasyonunun favorisi sizin anlayacağınız. Demirkale’yle işleri üzerine konuştuğumuzda ve en klişe yoldan “ilham” konusu açıldığında zaten pop kültürün önemli bir yerde durduğunu görüyoruz: “Yeni olan ve daima yenilenen şeyler bana sürekli ilham veriyor, bu şekilde ben de üzerinde değişiklik yapma lüksünü kolayca bulabiliyorum. Karşıma çıkan her şey bir şeyler yaratma konusunda beni teşvik ediyor ya da fikirlerimi bir anda değiştirebiliyor. Bu yüzden genelde aklıma gelen tüm fikirleri bir araya getirdikten sonra yaratım sürecine geçiyorum.” Ece Naz Demirkale’nin çalışma ortamı da iş düzeninden farksız. “Aklıma fikirlerin geldiği her yerde çalışabiliyorum ancak odamda müzik dinlemek yaratıcılığımı pozitif yönden etkiliyor tabii.” Kendisini tanımayan kişilerin portfolyosuna bakarak karakteri hakkında analiz yapıp yapamayacaklarını merak ediyorum. “Hayata geniş ve rahat bir açıdan bakıyorum. Bazı konularda abartısız olmak gerekiyor” diyor ve ekliyor: “Böylece daha etkili olabilirsiniz. Algılarım kalıplaşmış değil. İşlerim de benden farksız.”