Dünyanın bu en kalabalık ikinci ülkesinde Delhi-Agra-Jaipur kentlerinden oluşan altın üçgen, tam anlamıyla görülmeye değer. Mahatma Gandhi’nin anıt mezarı için Delhi’yi, Şah Cihan’ın aşkını ölümsüz kılan Agra’yı ve pembe şehir Jaıpur’u dünya gözüyle görmek büyük keyif.!

 

2

Image 5 of 6

ALTIN ÜÇGEN’İN FAVORİ ŞEHRİ
Gelelim Jaipur’da yaşadığımız güzel deneyimlere… Öncelikle şunu söylemeliyim ki, Altın Üçgen olarak adlandırılan Delhi-Agra-Jaipur’un en etkileyici şehri kesinlikle Jaipur. 1727 yılında 2. Jai Singh’in Jaipur’un ovalarında kurduğu bu saray şehri, bağımsızlığın ilanından itibaren Rajasthan eyaletinin de başkenti olmuş. Yerel olarak Rajasthan bölgesinde bolca bulunan pembe renkli bir taşın yapılarda sıkça kullanılması sonucu adı da “pembe şehir” anlamına gelen Jaipur olmuş. Jaipur günümüzde etnik el sanatlarının en güzel örneklerini, başarılı tasarımlarıyla tekstil ürünlerini, özellikle de yarı değerli ve değerli taşları hesaplı satın alabileceğiniz bir kent. Jaipur’a geldiyseniz mutlaka gezmeniz gereken yerler arasında Amber Kalesi, Jantar Mantar ve Hawa Mahal da bulunuyor. Altın Üçgen seyahatinde üzerinizde büyüleyici etki bırakacak ve seyahatinizin sonunda “Evet, en iyisi oydu” diyeceğiniz şey ise Rajasthan eyaletinin kraliyet şehrinde fillere binip salına salına yol alırken, karşıdan gelen filler ve çevredeki muhteşem manzara ile kendinizden geçerek ziyaret ettiğiniz Amber Kalesi olacak. En azından tepeye vardığınızda Kraliyet Sarayı her bir detayı ile sizleri büyüleyecek. Kaleden izlenen manzaranın keyfine ise paha biçmek mümkün değil! Jaipur’da gezeceğiniz Jantar Mantar, bugüne kadar gezdiğim en ilginç taş rasathane. 8’inci yüzyılda gökbilimci bir kral tarafından inşa edilen rasathanedeki her şey çok iyi korunmuş. Güneş saati kadar gezegen sisteminin güncel konumunu da göreceğiniz alan son derece etkileyici. Ve tabii Jaipur’un ve Rajasthan’ın en etkileyici saraylarından biri olan Hawa Mahal, yüzlerce penceresi ve taş ızgaralı yapısı ile şehrin göbeğinden; günlük hayatın içindeki koşuşturmasını sürdüren bir diğer görkem abidesine, Jaipur’a adeta göz kırpıyor.

ŞAH CİHAN İMZALI KENT AGRA
Hint ülkesinde bir Türk devleti olan Babürler’in altıncı imparatoru Şah Cihan, çok sevdiği eşi doğum sırasında vefat ettiği için onun anısına bir anıt mezar yaptırmak ister. Böylece Tac Mahal bir anıt mezar olmak üzere, Mimar Sinan’ın talebelerinden Mehmet İsa Efendi tarafından 21 yıl gibi kısa bir sürede inşa edilir. Yapımı sırasında, günde 20 bin kadar işçinin çalıştığı da söylenir. Asıl adı Ercümend Begüm Banu olan ancak Mümtaz Mahal olarak anılan bu sevgili eşin anıt mezarı bugün de Tac Mahal’de bulunuyor. Eser dünyanın yedi harikasından biri olmaya gerçekten de lâyık… Zira “Tac Mahal” dendiğinde belki dünyanın her yerinde Hindistan toprakları akla gelse de, yakından gördüğünüzde ne denli müthiş bir eser olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Agra’nın sembolü olan Tac Mahal’i görmenin yanı sıra, bu güzel şehre yaklaşık 40 km uzaklıktaki Fatehpur Sikri’yi ve Agra Kalesi’ni de mutlaka ziyaret etmelisiniz. Agra Kalesi’nde akşamları ses ve ışık gösterileri yapılıyor. Bu renkli etkinliği görmeniz sizin için farklı bir deneyim de olacaktır. Fatehpur Sikri her ne kadar günümüzde terk edilmiş bir şehirse de, kalenin iç kısımları son derece iyi korunmuş. Gezerken zamanda geçmişe doğru yolculuğa çıkacağınızı garanti ederim.

 

Yazı: Hülya Özkar