MERVE DİZDAR: “Sam asla vazgeçmiyor”
Sizin performansınız karakterin kadın bedenine sahip erkek olmak isteyen biri olması nedeniyle daha çetrefilli ve zor altından kalkılır türdendi. Nasıl bir hazırlık süreci yaşadınız? Mesela cinsiyet değişimi geçirmiş birisiyle görüştünüz mü?
Sam benim için çok özel bir karakter. Provaların başında tabii ki her şey çok zordu. Çünkü Sam’i anlamaya çalışıyordum. Bunun için kitaplar okudum. Bolca film izledim ve düşündüm. Kendi kendime kaldığım zamanlarda Sam’i düşündüm. Nerdeyse her gün dört saate yakın prova yaptık. Uzun süren çalışmalar boyunca, konuştuk, tartıştık, kahkahalarla güldük. Provadan sonra eve gelip yatağa yattığım zamanda bile tek düşündüğüm oyun ve karakterler oldu. Burada neden böyle davrandı? Neden öyle hissetti? Şu an ne istiyor? Sonra yavaş yavaş anlamaya başladım. Sam’i tanıdıkça, içine girdikçe daha da çok sevdim.

Performanslar baştan sona yükselen bir tempodaydı ve yorucuydu. Fiziksel ve ruhsal olarak bizi de yordunuz. Oyunun içinde sizi çok sarsan (yoran, üzen) bir bölüm var mı?
O’nun (Sam’in) heyecanına ortak olmak çok keyifli ama sarsan yerleri de var. Dayak yediği kısımdan sonra Sam için işler daha bir zorlaşıyor. Arkasından gelen itiraf ve sonrasında dışlanmak Sam’e tekrar vazgeçmemesine dair bir karar verdiriyor. Buraları oynarken de çok zorlandım çünkü hassas noktalar. Bedenen de ruhen de yorucu ama karakterin en ince ayrıntısına kadar inmek de çok keyifli.

Anna’nın oyunda işaret ettiği önemli bir konu var. Aslında dünya üzerindeki her canlı bir şekilde birbirine bağlı… Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?
Hepimiz birbirimizin hayatlarının içinden geçiyoruz. Bence şans diye bir şey yok. Birbirimizi olduğumuz gibi sevmeli ve kabul etmeliyiz. Saygı göstermeliyiz. Sam gibileri, Rebecca, Anna gibileri, Merve gibileri, Ali, Ayşe gibileri… Bu insanları, bu dünyada en çok bu zorluyor. Birini olduğu gibi sevmemek, kabul etmemek, anlamamak… Bence yaşamak çok güzel. İnsanlar olarak biz zorlaştırıyoruz her şeyi. Umarım hayatı birbirimiz için kolaylaştırabiliriz bir gün. Başka yol yok…

Sam gibi insanları bu dünyada en çok ne zorluyor?
Kendi bedenine yabancı olmak, kendini ait hissedememek kötü bir his. Zor bir şey. O bedene hapsolmak, sıkışmak. Bunu kimseye anlatamamak, farklı hissettiğin için, başka bir yol seçtiğin için dayak yemek, dışlanmak. Oyunda en zorlandığım yerler bunlar. Bir kırılma noktası, Sam için bir dönüm noktası var oyunda. Sam güçlü bir karakter ve buna bayılıyorum. Asla vazgeçmiyor, asla.

1 2 3 4