Çocukluğundan beri Bizans İmparatorluğu’na ve başkenti Konstantinopol’e özel bir ilgi duyan Antoine Helbert, yıllar boyunca okuduğu metinler, incelediği çizimler ve İstanbul’a gerçekleştirdiği geziler sonunda şehrin nasıl görünebileceğini resmetmiş. Çizimler, 4. ve 13. yüzyıl arasında farklı dönemlerinden bir seçki sunuyor.
Resimlerde görünen kimi yapılar bu güne kadar ulaşsa da bir çoğu ne yazık ki artık yok. İşte Helbert’in kaleminden Konstantinopol.

4

Image 14 of 14

Bizans İmparatorluğu'nda Konstantinopolis şehrine ulaşan tüm Antik Roma yollarının başlangıç noktası ve dünya üzerindeki diğer şehirlerin bu şehre olan uzaklığının hesaplanmasında kullanılan sıfır noktasıdır. İtalya'da Roma şehrinde bulunan bir diğer anıt olan Milliarium Aureum ile aynı işlevi görmektedir. Bizans'ın yeniden inşaası ve başkent kimliğini kazanması esnasında yapılan birçok görkemli anıt gibi İmparator I. Konstantin tarafından 4. yüzyılda yerleştirildiği düşünülür.
Milyon ilk yapıldığında dört yöne bakan bir kapı ve bu noktada kesişen yolların üzerine yükselen, dört sütun üzerine oturmuş bir kubbeden oluşmaktaydı. Tetrapylon mimari ismi ile anılan bu yapılar Roma kültürünün önemli öğelerinden biriydi. Milyon anıtının ve kubbesinin üzerinde birçok Bizans dönemine ait heykel ve kabartma bulunmaktaydı ve bu anıtın ihtişamını çok daha fazla arttırmaktaydı.