Endüstriyel nesnelerle çini sanatı veya kadife gibi daha geleneksel temaları birleştirdiği çalışmalarıyla dikkatleri üzerine çeken Ankaralı sanatçı Burçak Bingöl’ün “Mobil” olarak tanımladığı hayatına tanık olduk.

Galeri Zilberman eşliğinde ArtInternational’a katılacak olan sanatçı, fuar için çöküş temasından yola çıkarak birtakım nesneler yaratıyor.

 

1

Image 1 of 10

Sanatçı Burçak Bingöl’ün atölyesini ziyaret etmek istediğimizde pek de sabit bir yapıda çalışmadığını öğreniyoruz. Sanatçının Ankara’dan New York’a, New York’tan İstanbul’a yaptığı kariyer yolculuğunda olduğu gibi, atölye yaşantısı da mobil. Bingöl, projeleri için yoğun olarak çalıştığı bir dönemdeyse güne oldukça erken başlıyor. “Galeri Zilberman’da Mayıs ayında gerçekleşen sergim “Araba Sevdası” için seramikten yaptığım kamyon üzerine çalışırken 06.00-07.00’lerde uyanıyordum. Şu an olduğu gibi daha sakin günlerde ise saat 08:00-09.00 gibi kalkıp ilk iş olarak internetten, sosyal medyadan gündemi takip ederek güne başlıyorum”.
Bingöl, bahsettiği kamyon çalışması için Kurtköy’de bir seramik fabrikasına gidip geliyormuş. Bugünlerde ise evindeki çalışma odasının dışında, Galeri Zilberman’da ve Galata’da bir arkadaşı ile ortaklaşa kullandığı seramik atölyesinde vakit geçiriyor. Bizi de bu üç mekâna sürüklüyor. Önce Tarlabaşı’nda, 1900’lerden kalma bir Ermeni Kilisesi’nin yanı başında yer alan evine gidiyoruz. Ardından kamyon da dâhil olmak üzere “Araba Sevdası” sergisindeki çalışmalarının saklandığı Galeri Zilberman’ın Mısır Apartmanı’ndaki depo katına geçiyor, oradan da Galata’ya doğru yola çıkıyoruz.