Eşiklerin Bahçesinde Bir Arayış: Bihter Yasemin Adalı’dan “Haz ile Göklenir Dünya”
İstanbul sanat sahnesi, Şubat ayında zihin ve bedenin kesişim noktalarına odaklanan, tekinsiz olduğu kadar büyülü bir bahçeye kapılarını açıyor. Bihter Yasemin Adalı, Art On İstanbul’daki yeni kişisel sergisi “Haz ile Göklenir Dünya” ile izleyiciyi yaşam ile ölüm, bellek ile bilinçdışı arasındaki o ince eşiğe davet ediyor. 7 Şubat – 7 Mart 2026 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek sergi, sadece görsel bir şölen değil, aynı zamanda duyusal ve performatif bir deneyim sunuyor.
Nesnelerin Metamorfozu ve Somatik Sızılar
Adalı’nın eserleri, kişisel ve kolektif hafızanın bedenselleşmiş sızılarını yüzeye çıkarıyor. Sanatçı, nesneleri bir trans hâlinde yakalayarak onları tam bir başka şeye dönüşmek üzereyken donduruyor: Bir mektup zarfı bir eve, basit bir asma kilit ise kutsal bir lahite dönüşüyor. Resimlerin yüzeyinden sarkan avizelerden yükselen sesler, gündelik hayatın içsel gürültülerini galeri mekânına taşıyor. Bu, sanat tarihinin güçlü isimlerinden Niki de Saint Phalle veya Pinot Gallizio’nun endüstriyel yankılarını anımsatan, ancak Adalı’nın kendine has psikolojik derinliğiyle harmanlanmış bir anlatı.
Köklenmek mi, Çürümek mi?
Serginin kalbinde yer alan “eşikte var olma” hâli; ne tam içeride ne dışarıda, ne geçmişte ne de şimdide olma durumunu irdeliyor. Sergi alanına yayılan yağlı boya resimler; bahçe, domino taşları, boks torbaları ve telefon ahizeleri gibi nesnelerle katmanlaşıyor. Bu bahçede domino taşları yerinden oynuyor, tohumlar filizlerle karışıyor. İzleyici, “köklenmek mi yoksa çürümek mi?” sorusu etrafında şekillenen görsel bir oyunun parçası haline geliyor.
Rüya Kabini ve Cumartesi Performansları
Serginin en dikkat çekici unsurlarından biri, bahçenin ortasında yer alan o küçük kulübe. Bir günah çıkarma kabinini andıran bu anonim alan, ziyaretçilerin rüyalarını anlatıp ses kayıtları bırakabilecekleri bir rüya laboratuvarı işlevi görüyor. Bu kayıtlar, sergi süresince her Cumartesi gerçekleştirilecek performansların zeminini oluşturuyor. İzleyicinin kendi bilinçdışına açtığı bu geçitler, bahçeyi uyanıklık ile düş arasında asılı kalan yaşayan bir organizmaya dönüştürüyor.
Sanat ve Psikoterapinin Kesişiminde Bir Kariyer
Bihter Yasemin Adalı’nın sanatsal pratiği, New York’ta aldığı disiplinlerarası eğitim ve dışavurumcu sanat terapisi uzmanlığıyla şekilleniyor. Sanatı; zihin ile beden, birey ile toplum arasındaki kopuk köprüleri onarmanın bir yolu olarak gören Adalı, “Haz ile Göklenir Dünya” ile izleyiciyi kendi hazları, acıları ve rüyalarıyla yüzleşmeye, hayat oryantasyonları üzerine yeniden düşünmeye davet ediyor.
