tasarim-g-1

Tasarımlarınızı hazırlarken nelerden ilham alıyorsunuz? İstanbul bu süreçte nasıl bir rol oynuyor?
Her bir projemizi ve içindeki her bir detayı müşteriye, mahalleye, mekâna, coğrafyaya ve zamana özel düşünüyorum. Bu her durumun duyarlılık ve ihtiyaçlarına en samimi ve yakın şekilde cevap vermemizi; proje ve yukarıda saydığım, onu oluşturan bütün özelliklerle sıkı bir ilişki kurmamızı sağlıyor. Bunun dışında malzemeler ve malzemelerin sahip olduğu, olabileceği dokularla bunların yaratıcı, alışılmışın dışındaki kullanımı beni cezbediyor.
İstanbul benim doğduğum ve hayatımın önemli bir kısmını geçirdiğim şehir. Özellikle semtim olan Beyoğlu, Pera’nın üzerimdeki etkisi büyük. Bazen çok uzakta ve İstanbul ile doğrudan ilişkisi olmayan projelerimde bile daha soyut bir dille de olsa İstanbul’un izlerini görmek mümkün oluyor. Tasarım reflekslerimden biri de bu sanırım.

Tasarımlarınızı hayata geçirirken öncelikleriniz neler oluyor?
En büyük önceliğim müşterimin de bundan tatmin olması. Bize iletilen ihtiyaç, beklenti ve şartlardan yola çıkarak, tasarım değeri üst düzeyde olan işler çıkarmak hem benim hem de ekibim için büyük önem taşıyor. Kişiye özel projeler yaparken kimliğimizi ve çizgimizi korumak, önem verdiğimiz bir husus. Detaya önem veren bir yapımız var. Her projemizin en ince detayına kadar düşünülüp tasarlanması, sonrasında da en üst kalitede uygulanması konusunda son derece hassasız. Bir diğer önemli konu ise yaratıcılığımızdan çıkan mekân, mobilya ya da objelerin fonksiyonel olmalarının yanında duygularımız ile bezenmiş bir ruha sahip olmaları…

Bu yıl İstanbul’un tasarım hayatına yeni bir proje kazandırıyorsunuz: Design Scene. Bize biraz bu projenizden bahseder misiniz?
Design Scene, Atelier187’nin kuruluş felsefesi ile paralel bir fikirden yola çıkarak hayata geçireceğimiz bir proje olacak. Şöyle ki, farklı alanlardan tasarımcıların bir arada çalıştığı atölye ortamını, dört gün sürecek ve belli bir mekânda yapılacak bir tasarım etkinliğine dönüştürüyoruz. Bu ilk Design Scene etkinliğine ben ve ekibim “mobilya tasarımı” başlığı altında katılacağız. Etkinlikte Julien Aksoy fotoğraf sanatçısı, Tarkan Güveli heykeltıraş ve Susanna Denia da moda tasarımcısı olarak bize eşlik edecek. Alışılmış karma sergilerle kıyaslandığında en önemli farkımız, her birimizin kendi çalışmalarını hazırladığı sergi öncesi süreçte bir arada ve birlikte çalışması. Mekân olarak belirlediğimiz Cezayir binası içinde ve çeşitli noktalarda oluşturacağımız tasarım sahneleri (design scene) ile ziyaretçilerimizi ağırlayacağız. Ayrıca Design Scene açılış panelinde moderatör olarak İKSV Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova’yı konuk etme ayrıcalığına da sahip olacağız. Buna ek olarak her tasarımcının kendi alanında yapacağı atölye çalışmaları da yer alacak. Dört gün boyunca hepimiz mekânda hazır bulunacağız ve gelen kişilerle iletişim içerisinde olacağız. Bu samimi ve renkli ortamı Melis Danişmend canlı performansı ile konuk DJ’ler de setleri ile zenginleştirecek. Organizasyona ev sahipliği yapan Cezayir Bar ve Restoran, etkinlik süresince hizmet vermeye devam edecek.

1 2