Bisikletler avrupa ve uzak doğu ülkelerinden sonra İstanbul sokaklarını da kuşatmaya başlıyor. Henüz sarı taksiler kadar şehrin kaotik trafiğinde kendilerine yer edinemeseler de iki tekerlekli “cool” tasarımlar şehrin dört bir yanından göz kırpmaya başladı bile.

 

bisikletgal1

Image 2 of 6

BAŞTA SADECE SOKAK FOTOĞRAFÇILIĞI VARDI…
Scott Shulman’ın özellikle Milano sokaklarında takım elbise giyerek bisiklet kullanan erkekleri bloğu Sartorialist.com için fotoğraflamaya başlamasından sonra şehirde bisiklet kullanımı bir trend haline gelmeye başlar. Tabii, buradaki amaç çorapsız giyilen en şık ayakkabılar ve janti pantolonlar arasından bilek göstermek. Shulman trendinden sonra Kopenhag menşeli oluşum copenhagencyclechic.com devreye girer. Ardından akım Toronto, Lizbon, Barselona ve Amsterdam gibi şehirlere de yayılmaya başlar. Aslına bakarsanız İstanbullu stil blogger’larının bu akıma ayak uydurmamış oluşu garip. Özellikle de New York’ta efsanevi fotoğrafçı Bill Cuningham’ın fotoğraflarını bisiklet üzerinde çekmesine rağmen…

NEDEN BİSİKLET?
Peki, diğer ulaşım araçlarının aksine neden bisikleti tercih etmeliyiz? Yürümeye göre daha hızlı, dört tekerlere göre kullanması daha az meşakkatli ve trafik derdi yok. Gürültü kirliliğinden eser yok. Pek tabii içinizdeki beş yaşındaki çocuk gidondaki zili sürekli çalmıyorsa. Pedalın her bir eylemi kanat çırpmak gibi. Uçuyorsunuz, ancak yerde. Fantasik değil mi? Hele bir de yokuş aşağıya gidiyorsanız, değmeyin keyfinize. (Amman trafik kuralları!) Sırada İsveçli bilim insanları tarafından da kanıtlanmış başka bir sebep: Bisiklet sürmek, pedal çevirmek istemsiz bir şekilde insanın yüzünün gülmesini sağlıyor. Sağlıklı yaşamla başladığınız mücadelede maç sayısında 10-0 öndesiniz. Daha sert ve güçlü bacaklar ilk getirisi. Sağlık dostu olduğu gibi çevre ve cep dostu da. Masrafsız. Tüm paranızı muhteşem tasarlanmış bir bisiklete yatırmakta sakınca yok. Nasıl olsa benzin derdi yok. Sıfır emisyon ve küresel ısınmayı etkilemiyor.