“Ben’in Ötesi”: Aysun Bolten’den Biyolojik Verilerle Kimlik ve Ötekilik Üzerine Bir Dijital Yolculuk
14 Ekim – 14 Kasım 2025 tarihleri arasında, Galeri Miz’de sanatseverleri bekleyen “Ben’in Ötesi”, sanat, bilim ve dijital teknolojiyi iç içe geçiren benzersiz bir deneyim sunuyor. Aysun Bolten’in, küratör Marcus Graf iş birliğiyle kurguladığı bu kişisel sergi, Jacques Lacan’ın öznelik ve ötekilik kavramlarından yola çıkarak benliğin görünmeyen katmanlarını açığa çıkarıyor.
Bolten’in çalışmaları yalnızca estetik bir araştırma değil, aynı zamanda kimliğin doğasına, “ben” ve “öteki” arasındaki geçirgen sınırlara dair felsefi bir sorgulama niteliği taşıyor. Sanatçı, tıbbi imgeleri, mikroskobik perspektifleri ve dijital programlama tekniklerini sanatsal üretim sürecine dahil ederek, izleyiciyi disiplinlerarası bir yolculuğa davet ediyor. Böylelikle sergi, sanat ile bilimin kesişiminde yeni bir anlatı dili inşa ediyor.
Serginin merkezinde, biyolojik verilerden türetilmiş soyut portreler yer alıyor. Bolten, “Ötesi” olarak tanımladığı katılımcılardan aldığı kan örneklerini karanlık alan mikroskobu altında görüntüleyerek, her bireyin kimliğine ait özgün görsel “parmak izleri” yaratıyor. Bu biyolojik temsiller, kimliğin sabit değil, sürekli dönüşen bir yapı olduğunu vurguluyor.
Serginin ikinci bölümünde, ziyaretçiler etkileşimli bir video enstalasyonu aracılığıyla kendi benliklerinin geçmiş ve gelecekteki simülasyonlarıyla karşı karşıya geliyor. Lacan’ın “ayna evresi” teorisinden ilham alan bu yerleştirme, bireyin kendini ancak bir yansıma aracılığıyla tanıdığı fikrini dijital bir düzlemde yeniden yorumluyor.
Sergi metinlerinde yer alan “Ben, Öteki’nin bakışında doğar ve orada kaybolur” cümlesi, Mine Pakel’in ses tasarımıyla birleşerek çokdilli bir ses evreni yaratıyor. Ötesi’ndeki 44 kişiden alınan sesler, 20 farklı dilde ve farklı tonlarda yankılanarak zaman, dönüşüm ve öz-farkındalığın boyutlarını izleyiciye hissettiriyor.
“Ben’in Ötesi”, izleyiciyi yalnızca bakmaya değil, kendi varoluşunu yeniden algılamaya davet eden bir sergi. Aysun Bolten, sanat ile teknolojiyi aynı potada eritirken, özün dijital çağda nasıl yeniden tanımlandığına dair güçlü bir tartışma açıyor.