ali-taptik

Kitapların geleceğini nasıl değerlendiriyorsun?
Kitaplara ilgi artarken yakın gelecekte internette yer alan veya yazılımlarla sunulan görsel anlatıların çok daha yaygın bir yöntem olacağını düşünüyorum. Art International için böyle bir proje gerçekleştirdim ama bu işe izleyiciyi yönlendirmenin apayrı bir zorluk olduğunu fark ettim. Ağdaki anlatılar kalabalık ve karmaşık bir dünyanın içerisinde. Kitaplar ise hızlı hayatımız içerisinde bir anlatı için özel bir zaman, mekân ve daha bilinçli karşılaşma ihtimalleri yaratıyor. Kütüphane ve kitapevleri, bu imkânları yaratan mekânlar ve “Bandrolsüz”, “Cevher” gibi projelerle bu konuda da etkin olmaya çalışıyorum.

Genç bir sanatçı olarak fotoğraf medyumunun Türkiye’deki ve dünyadaki durumunu nasıl değerlendiriyorsun?
Türkiye’de fotoğraf alanındaki üretimleri, aralarındaki nüansların farkında olarak, dünyada ve Türkiye’de doğru bir şekilde konumlandırabilecek, mecraya hâkim küratörlerin, yazarların ve kurumların sayısı hâlâ az, dahası fotoğrafın alanını genişletecek dergiler de yok, olanlar da çok kısıtlı imkânlarla çalışıyor. Neyse ki buradaki fotoğrafçılar olarak bu alanı sürekli genişletiyoruz. Fuam, Fil, Ka gibi mekânlar hep fotoğrafçılar tarafından kuruldu ve sadece fotoğrafı değil, daha geniş anlamda görsel sanat alanını da zenginleştiriyor.

Bu durum seni endişelendiriyor mu?
Batıda, Japonya’da ve son beş-altı senede daha zengin Orta Doğu ülkelerinde birçok mecrada özelleşmiş kurumlar, yayınlar ve yayınevleri var. Yine de fotoğrafın kolaylığından ve zorluğundan gelen, “sanat mıdır değil midir” gibi tanımlara odaklanan sığ tartışmalar, dünyanın geri kalanında da gözlemlenebiliyor. Tüm bu tanımlar umurunda olmadan üretmeye devam edenler var. Unutmayalım, daha genç bir mecradan bahsediyoruz.

“Habitat” sergisi kapsamında hangi işini sergiliyorsun? İşin hikâyesinden ve serginin kavramsal çerçevesiyle bağlantısından bahsedebilir misin?
“Bir Bitki Örtüsüne Doğru”da kentte kendiliğinden yeşeren ya da insan eliyle şekillendirilen ve hayatta tutulmaya çalışan bitkilerin hallerini ve bu canlılarla ilişkimizi kataloglayarak anlamaya çalışıyorum. 2010’dan bu yana yapılar, insanlar ve bitkiler arasındaki ilişkilerin farklı hallerini belgeleyerek bazı sorular üzerine düşünüyorum: “Bitkilerin ne kadarını kendimiz için kullanıyoruz? Hangi bitki yetiştirme durumları sürdürülebilir, hangileri bizim zorumuzla şekilleniyor? Tüm yeşil alanları “yeşil” tutmak için harcadığımız enerjiyi daha etkin kullanmamızın yolu var mı?” Bunları açık açık sormak yerine, belli görüntü kümeleri kullanmanın, benim de farkında olmadığım yeni soruları tartışmamıza olanak sağlayabileceğini düşünüyorum.

Bugünlerde başka nelerle uğraşıyorsun? Seni ileriki günlerde başka nerelerde göreceğiz?
Yoğun geçen bir senenin sonunda önümdeki en büyük ve yakın hedef, doktora izleme toplantısı. Geçtiğimiz sene içerisinde Osmanbey üzerine yürüttüğüm çalışmayı Beyrut Home Works Forum’da yer alan bir sergi için geliştirme fırsatını buldum ve sonuçta bu araştırmaları yazıya dökmek benim için önemli. Bunun dışında uzun bir süredir “gece, trafik saatleri, fazla mesailer ve karanlık” üzerine fotoğraf çekiyorum. Mayıs ayının sonunda ilk kez The Empire Project’te gösterme fırsatım olacak. Özellikle önümüzdeki aylarda başka işlerimi bir kenara bırakarak bu sergiye yoğunlaşmak istiyorum. Geceler artık çok daha aydınlık ama aydınlattığımız cisimlerin, yapıların gölgede bıraktıkları, gizledikleri üzerine düşünüyorum.

1 2 3 4 5 6