Spor yapmak bu kadar hayatımızın merkezine yerleşmişken, bu ay şehirde son sportif trendlerden biri olan kişisel antrenörlük olayını inceleyelim ve değerlendirme yapmaya çalışalım istedim.

2

Image 2 of 8

Şimdi ne alaka diyenleriniz çok olacaktır ama Arnold Schwarzenegger’i tanımayanımız var mıdır? Yoktur diye düşünüyorum; ya Terminator filminden ya valilik yaptığı dönemden veya televizyon şovlarında Alman aksanıyla yaptığı dandik esprileriyle dünyanın en bilinen figürlerinden bir tanesidir. Ancak bu sayfalara taşıma sebebim bu adamın spora neler kattığıdır. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, o devasa kaslarını seversiniz sevmezsiniz ama Arnold baba tüm dünyanın salonda ağırlık çalışmalarına bakışını değiştirmiş bir efsanedir. Bu sayfalara taşıma sebebim ise spor trendlerinin nasıl geliştiğini örneklemek. Arnold, Mr. Olimpia’ya hazırlandığı zaman yanında ne yazık ki bir kişisel antrenörü yoktu ama yanında birden çok antrenman partneri vardı. Belki de kişisel antrenörlerin bugünün dünyasında üstlendiği ağır sorumlulukları o senelerde Ed Corney yapıyordu (Pumping Iron, 1977 filmine bir göz atın derim). Her gün birbirlerine moral veriyor, destek oluyor, programlarını gözden geçiriyorlardı. Teknik hatalarını düzeltiyor, eksiklerini hatırlatıyor ve daha ağır kilolar, daha fazla tekrarlar için birbirlerini zorluyor, pes etmelerine izin vermiyorlardı. Bu açıdan baktığım zaman 30 yıllık bir süreçte kişisel antrenörlerin bir bakıma antrenman partnerlerinin yerini aldığını görebiliyorum.