Doğruluk mu, Cesaret mi? Sinema Başlıyor

İstanbul’un çağdaş sanat hafızasının en önemli adreslerinden İstanbul Modern Sinema, 25 Eylül’de yepyeni bir sezona adım atıyor. Türk Tuborg A.Ş.’nin sponsorluğunda ve Goethe Institut katkılarıyla hazırlanan “Doğruluk mu, Cesaret mi?” seçkisi; filmlerden panellere, sanal gerçeklik deneyimlerinden yapay zekâ atölyelerine kadar çok katmanlı bir programla izleyiciyi hem sinemaya hem de oyunun sınırlarına davet ediyor.

Bu yılın teması “oyun” ve İstanbul Modern Sinema, kavramın etrafında şekillenen zengin bir içerik sunuyor. Sporun, politikanın, teknolojinin ve insan doğasının farklı oyun biçimleri programın merkezinde yer alıyor.

 Öne Çıkan Filmler

  • Oyun Değiştiriciler (Aysun Bademsoy): Berlin’de futbol oynayan Türkiye kökenli genç kadınların kimlik ve aidiyet mücadelelerini anlatıyor.

  • Gündüz Apollon, Gece Athena (Emine Yıldırım): Mitolojik göndermelerle örülü, Side Antik Kenti’nin büyülü atmosferinde geçen ödüllü bir yolculuk.

  • Beşinci Seviye (Chris Marker): Teknoloji, hafıza ve tarih algısı arasındaki gerilimi araştıran kült film.

  • Büyük Yolculuk (Miguel Gomes): Cannes’da “En İyi Yönetmen” ödülüne layık görülen, aşk ve zamanlar arasında dolaşan sinematografik bir deneyim.

  • Öldürme Eylemi (Joshua Oppenheimer): Endonezya’daki katliamların sıradanlığına dair sarsıcı bir belgesel.

  • Oyun (Ruben Östlund): Çocukluk, zorbalık ve toplumsal sınıflar üzerine çarpıcı bir anlatı.

 Paneller

Festival, yalnızca filmlerle sınırlı değil. Akademi, sanat ve edebiyat dünyasından isimlerin katıldığı panellerde mitolojiden spora, şiddetin temsillerinden sanal gerçekliğe kadar geniş bir yelpazede tartışmalar izleyiciyi bekliyor. Onur Saylak, Prof. Dr. Bengi Semerci, Deniz Tortum gibi isimler, “oyun” kavramını farklı yönleriyle ele alacak.

 Atölye & VR Deneyimleri

Programın dikkat çeken bir diğer unsuru ise 360° VR Film Atölyesi. Katılımcılar, “Susuzluk” filmi üzerinden iklim krizi ve kuraklık temasını VR teknolojisiyle deneyimleyerek, sinemanın yeni oyun alanlarını keşfedecek.

Bu çok katmanlı sezon açılışı, sinemanın yalnızca bir anlatı değil; aynı zamanda bir oyun, bir deneyim ve bir sorgulama alanı olduğuna işaret ediyor. İstanbul Modern, izleyicilerini “doğruluk” ve “cesaret” arasında seçim yapmaya davet ediyor.