Yönetmenliğini Tolga Karaçelik’in üstlendiği 2018 yapımı “Kelebekler”, Sundance Film Festivali’nde gösterilmiş ve Jüri Büyük Ödülü’ne layık görülmüştü. Yönetmenin filmleri arasında, “Gişe Memuru” (2010) ve “Sarmaşık” (2015) bulunuyor.

  1. Dönüş

Senaryosunu ve yönetmenliğini Tolga Karaçelik’in üstlendiği “Kelebekler“, bir “dönüş yolculuğu” anlatıyor. Yolculuklar genelde “gidiş“i simgeler gibi görünür, belki de tebdilimekanın ferahlığına inanmak isteriz. Oysa bazı mekanlara “dönmek” de ferahlatır, tıpkı anayurtlarına dönen üç kardeşin hikayesinde olduğu gibi. Bazen anıları hatırlamak için, bazen de hatırlamamak/unutmak için çıkılan yolculuklarda karşılaşılan ya da yüzleşilenler iç dünyayı tetikleyebilir. Ve tetiklenenin ne olduğunu anlamak çok zor olabilir. Dönmek, dönebilmek zordur. Uzaklaşmak, giderek uzaklaşmak isteriz hep. Oysa “gerçek yolculuk geri dönüş“tür.

  1. Patlama

Korku, aslında beklemediğimiz yerden gelince daha tedirgin edici olur. Tehlikeli olduğunu bildiğimiz bir ortamı düşünelim. Bir patlama sesi ya da bir çığlık zaten beklenendir, her halükarda korkutucu da olsa. Ama güvenilen bir ortamda olabilecek bir patlama, gerçeklik algısını bozabilir. Bazen ihtiyacımız olanın bize verildiğini düşündüğümüz “güvenilir” ve “tanıdık” bir ortamda olduğumuzu zannederiz fakat öyle olmayabilir. “İlacı şeker zannedip yiyen” çocuğun tekerlemesinde olduğu gibi. Ama eğer “evde kimse yoksa“, yani ebeveynler tarafından sağlanan koruyucu bir ortam yoksa, biz bazen ilaçla şekeri, zehirle şifayı karıştırıveririz.

  1. Boşluğun nesi kötü?

Bir yere dönüş yolculuğu birçok şeyin yanı sıra nasıl o yolculuğun bittiğini de hatırlatıp anlatıyorsa, bir canlının ölümü de -hele ki bu canlı bizim çok yakınımızsa- yaşadığımız hüznün yanı sıra bizlere ölümün varlığını da tekrar hatırlatır ve anlatır. Dolayısıyla, olan bir eylem, o eylemin arka planındaki manayı da hatırlatacaktır. Ve eğer ölüm söz konusuysa, belki yarattığı “boşluk” duygusu da sorgulanmaya açık olacaktır. “Boşluk” bazen kötü hissettirebilir, öyle tanımlanabilir. Ama düşünelim… Hakikaten, boşluğun nesi kötü?

Hazırlayan: Tuğba Kocaefe, Psikoterapist