Queer filmleriyle genel olarak şöyle bir derdim vardır. Çoğu zaman yönetmen ve senaristler de LGBT topluluğunun bir parçası olmasına rağmen sanki konuya hep dışarıdan bir bakış atıyorlar gibi gelmiştir. Ele alınan konu her zaman çok radikal ama içerik de sanki bir o kadar konvansiyonel. Yüzeysel demiyorum, bahsettiğim şey biraz daha samimiyet ve cesaretle ilgili. Durum böyle olunca lafını sakınmayan, içeriden, samimi, yalın ve cesur bir bakış atabilen filmlerle ilgili yazmayı daha uygun buldum.

 

weekendgal

Image 1 of 8

WEEKEND (2012)

Yönetmen ve senarist Andrew Haigh tam anlamıyla meseleyi kalbinden yakalamayı başarmış; hem de öyle sıkı yakalamış ki hikâyesini film boyunca çizgisini bozmadan aynı samimiyetle anlatmayı başarıyor. Buradaki meseleden kastım “gay olmak” değil, birine karşı oluşan kıvılcımların ortaya çıktığı o ilk anlar. Ucuzca hilelere kaçmadan, olayı sempatikleştirmeye çalışmadan, basit, duru, hatta sıradan. Evrensel ve içten hikâyesiyle son dönem Queer Sineması’nın en güzel, en saf hallerinden biri bana kalırsa.