Sanat sayımız için çalışmaları Paul Kasmin Gallery (New York), 8. ve 9. İstanbul Bienalleri, İstanbul Modern, Boijman Van Beuningen Müzesi (Rotterdam) gibi dünyanın önde gelen müzeleri ve sanat kurumlarında sergilenen dünyaca ünlü sanatçımız Taner Ceylan’la iş birliği yapacağımız belli olduğunda enerjimiz tamamen değişti ve bütün ay farklı bir ruh hali içinde geçti. Önce, hiper gerçek çalışmalarıyla parlayan sanatçıyla Nişantaşı’nda bir kafede buluştuk. Ceylan’ın önceliği genç yetenekler ve sanatın son zamanlarda bir yatırım aracı olarak görülmesinin yanlışlığıydı. Sayfalarımızda bu iki konuya genişçe yer verdik. Sıra Taner Ceylan’la gerçekleştireceğimiz fotoğraf çekimine geldiğinde yine genç bir yetenek olan moda fotoğrafçısı Cihan Öncü ile çalışmaya karar verdik. Sonrasında zaman hızlı geçti. Öncü’nün yaratıcılığıyla beraber çok keyifli bir çekim gerçekleşti. Ceylan’ın stüdyosundaki kedilerin pozitif enerjileri, camdan yansımalar, arka planda sanatçının son çalışması, müzik, sohbetler derken sıra röportaja geldi. Öyle bir röportajdı ki sanki başka bir boyuttaydık. Evrim dedik, önceki yaşamlar dedik, pes etmemek dedik, belki de hepsini, sanatçının son serisi “Altın Çağ’da” birleştirdik.

 

tanerceylangal9

Image 1 of 10

İsterseniz son çalışmanızdan başlayalım. Art Basel Miami Beach’te sergilenen ve gerisi gelecek olan karakalem “Altın Çağ” seriniz bugüne kadar sergilediğiniz tarzınızdan çok farklı, mistik bir havaya sahip. Sizi bu yöne iten ne oldu?
2010 yılından beri siyasi, politik ve tarihsel referansları olan “Kayıp Resimler” serisi üzerinde çalışıyordum. Ondan önceki serilerim daha çok kendi yaşamımdan detaylar veren, düşlerimi yansıtan resimlerden oluşuyordu. Göz ardı ettiğim, resmimde yer vermediğim bir alanım vardı. O da benim mistik, ruhsal tarafımdı. Yıllardır meditasyon yapıyorum, kitaplar okuyorum. Aslında içten içe beni besleyen bu. Mistisizm kor bir çekirdek gibi içeride duruyor. Şimdi çekirdeğe inip orada ne olup bitiyor, onun hikâyesini ele alayım dedim. Önce karakalem desenlerle başladım. Kehanetlerde vaadedilen bir çağ var; insanlığın tamamen ruhsal değerlerle önde olduğu, yalnızca evrensel değerlerin geçerli olduğu bir yaşamdan bahsediliyor. “Altın Çağ” serimde “O yaşam nasıl olurdu?” diyerek yola çıktım ve onu resmetmeye başladım. Bir günde dünyevi olanı bırakıp semavi olana geçemiyorsunuz. İçimdeki evrimi dünyadan, siyasetten, tarihten kopuk referanslarla nasıl resmederim fikrinin üzerinde duruyorum.

Ruhani yolculuğunuzda neler yapıyorsunuz?
Çin astrolojisine göre dünyanın elementinde su yok, ateş var. Hiçbir şeye ateşle karşılık vermemek lazım çünkü yangını söndürecek su mevcut değil. Şu anda etrafımda bunu gözlüyorum, çok büyük bir öfke ve kontrolsüzlük var. Bunu görmek için siyasete bakmak yeterli. Her şey bir kıvılcımı bekliyor sanki. Kendi adıma sakin kalmaya çalışıyorum. Meditasyon yapıyorum. İyi olmaya, iyi hissetmeye çalışıyorum. Şu anda kalmak, anın farkına varmak en önemli şey.

“Golden Age” serinizi ne zaman tamamlamayı planlıyorsunuz? 9-12 Mayıs 2014 Frieze Art Fair New York’ta tüm seriyi görebilecek miyiz?
Frieze Art Fair’de iki desenim yer alacak. Konuyla ilgili beş-altı tane yağlı boya büyük tablo yapmak istiyorum. Bu tabloları sergilediğim zaman seri tamamlanmış olacak, bu da en az iki yılımı alır.

Çalışma hızınıza neler yön veriyor?
Beraber çalıştığım Paul Kasmin Gallery ABD’de. Teklifler, sergiler derken çok hızlı olmak gerekiyor. Arz-talep meselesine de düşmemek lazım. Sanatı mümkün oldukça bir yatırım aracı olarak ele almadan ilerlemek, insanlara gerçek sanatı göstermek, samimiyetten, içerikten, benim için çok önemli olan zanaattan ödün vermeden yola devam etmek gerekiyor. Galerinin görevi istemek, sanatçının görevi frene basmak…