Yıldız ve Pelin lise öğrencileri. Biri yazıyor, diğeri çiziyor, böylece ilkokuldan beri hayalini kurdukları çocuk kitabını birlikte hayata geçiriyorlar. Kitaptan elde edecekleri geliri de sokak hayvanlarına bağışlıyorlar. Indigo mu diyorduk bu muhteşem bilinç düzeyindeki çocuklara?..

kopuk-g

“Köpük’ün Sokak Maceraları” dükkânlarda bulabileceğiniz bir kitap değil. Çok ince bir düşünceyle, çok güzel çabalarla özel olarak hazırlanıp bastırılmış, sadece özel sipariş yoluyla satın alınabilen bir kitap.
Köpük’ü resimleyen Yıldız Aydın, hikâyeyi kaleme alansa Pelin Atan. İkisi de 16 yaşında, Vehbi Koç Vakfı Koç Özel Lisesi 11. sınıfında öğrenciler. Neredeyse 11 yıldır yakın arkadaşlar. Bırakın böyle bir projeyi hayata geçirebilmeyi, akıl edebilmek için dahi çok gençler diye düşünürken biz, kitap hayali kurmaya küçücük ellerini koydukları küçücük ilkokul sıralarında başladıklarını söylüyorlar.
Çizerimiz Yıldız’ın evinde hayvan yok. Yine de sokak köpeklerinin yaşadığı şartların bilincinde: “Köpeğim olsun çok isterdim. Hayalimizi gerçeğe dönüştüren bu proje sayesinde, hem hayalimizi gerçekleştirecek hem de bizim için çok değerli olan hayvanlara, özellikle kötü şartlarda yaşayan sokak köpeklerine katkı sağlayacaktık. Pelin hikâyeyi buldu ve yazdı, ben resimledim. Devamını getirmeyi düşünüyoruz ve bu doğrultuda çalışmalarımıza en kısa sürede başlayacağız.”
Yazarımız Pelin, aynı zamanda kitaba ismini veren sahici Köpük’ün annesi. Ya da ablası! Pelin 12 yaşındayken köpeği Köpük’ün aileye katılması, geliştirdiği proje ve sokak hayvanları hakkında neler diyor dersiniz?
“Benim sahip olduğum ilk kitaplardan biri bir köpek ansiklopedisi; cinsleri, geçmişlerini ve özelliklerini anlatıyor. Hayvanlara, özellikle köpeklere olan düşkünlüğüm bu kitap sayesinde başladı sanırım. Sokakta kedi, köpek görsem asla sevmeden geçmem. Çok küçük yaşlardan beri köpek istiyordum ama evcil hayvan sahiplenmek büyük bir sorumluluk, iyi düşünülmesi gerekiyor. Sonuçta sahiplendiğiniz duyguları, ihtiyaçları olan bir can. 12 yaşına geldiğimde Köpük ailemize katıldı. En üzgün halimde bile beni güldürebilen bir arkadaş. Her insanın bu harika bağı yaşamasını dilerim, hayatınıza kattıkları çok fazla. Benim köpeğim şanslı, küçüklükten beri bizimle, onun gibi şanslı olmayan canlara da yardım etmek için kitabın tüm gelirini hayvanları koruyan ve kurtaran bir kuruma bağışlamayı düşündüm. Aynı zamanda benim yaşadığım gibi, küçük yaşlarda okunan kitaplar hayvan sevgisini aşılamakta önemli rol oynuyor; çocuk kitabı yazmamda en büyük etken de bu oldu. Birilerinin onlara el uzatması, dili olmayan bu canlılara ses olması gerektiğini düşünüyorum. Hayvan deyip geçmemeli, onlar çoğu insandan daha sevgi dolu canlar.”
Bir an için bile olsa gelecekle ilgili umuda kapılmamak elde mi?
Kitabın geliri, Kadıköy Belediyesi Sokak Hayvanlarını Koruma ve Barındırma Merkezi’ne bağışlanıyor:
www.kadikoyunkopekleri.org/