2015-Istanbul_Coffee_Festival-(2)

GALİP KAHVE!
Osmanlı döneminden bu yana kahve, Türk yaşam ve kültürünün en önemli parçalarından biri olarak hep göz önünde oldu. Hazırlanışından sunumuna, politik ve sosyal ilişkilerde oynadığı role kadar kahvenin geleneklerimizi ve alışkanlıklarımızı şekillendirdiğini kimse inkâr edemez.
Türk kahvesinin atası olan Arap kahvesi, 16. yüzyılda Yemen’deki bir Osmanlı valisi, bu zengin aromalı içeceğe âşık olunca, bizim topraklara gelerek Kanuni Sultan Süleyman ile tanışmış. Yüz yıl boyunca giderek kültüre işleyen kahve, nasıl olduysa IV. Murad zamanında azılı bir suçlu olmayı başarmış. 1631’de çıkan büyük İstanbul yangınının cezasını tütün içen yeniçerilere kesen padişah, başa geçer geçmez ilk olarak alkol, tütün ürünleri ve kahveyi yasaklamış, hatta kahve içenleri “edepsiz” ilan edip, kellelerinin vurulmasını emretmiş. “Sultan kahveye karşı” savaşını kimin kazandığıysa ortada. Zira 17. yüzyılda kahve, Osmanlı saraylarının en sevilen içeceği olmuş. O dönemlerde kahveci ustaların 40’tan fazla yamağı bulunur, padişaha en iyi kahveyi sunmaya çalışırlamış.
Kahve, özgürlüğüne kavuştuktan sonra hem erkekler hem de kadınların sosyalleşmelerinin önemli bir parçası haline gelmiş ve zaman içinde gücüne güç katarak özellikle İstanbul’da kendine büyük bir hanedan kurmuş. Bize de içinde yaşamak kalmış…

1 2 3 4