Sıradan Bir Gün Değildi!

Salt Galata’da geçirdiğim bir günün ardından buranın her kesimden insana, hitap ettiğini anladım. Öyle ilham verici, huzurlu bir mekân ki, İstanbul’un belki en fazla sanatla dolup taşan bu noktasını keşfetmek büyük keyif!

 

izlenimgal6

Image 1 of 7

Sabah evden çıkarken yanıma hangi çantamı alacağım konusunda ikilemde kalmıştım. SALT’taki sergi ve müzeyi gezerken rahat etmek için yandan askılı çantamı mı almalıydım yoksa tüm gün ihtiyaç duyacağım eşyalarımı sığdırmak için kol çantamı mı? Zira Lübnanlı sanatçı Rabih Mroue sergisinde not tutarken defterime, SALT’ın İletişim ve Yönetim Direktörü Derya Ergüç ile röportaj yaparken de i-Pad’ime ihtiyacım olacaktı. Tüm eşyalarımı sığdırabilmek adına kol çantamı almayı tercih ettim ve yola koyuldum. Elbet bir çözüm bulunurdu. Metroda SALT Galata’da nasıl bir gün geçireceğimi düşünerek heyecanlanırken Şişhane durağına geldim. Bankalar Caddesi’ne doğru Avizeler Çarşısı’nın içerisinden geçerken eski İstanbul’u içime çektim. O ihtişamlı binanın kapısına gelmiştim. Fransız asıllı Levanten mimar Alexandre Vallaury tarafından Bank-ı Osmani-i Şahane için tasarlanan ve 1892 yılında hizmete açılan binanın ofis katında Ergüç’le buluştuk. İlk sorumuz aynı zamanda en çok merak ettiğimiz konuydu: SALT Galata’da bir gün içerisinde neler yapılabileceği… Cevabını da hemen aldık: “SALT Galata Salt Araştırma, Osmanlı Bankası Müzesi, Oditoryum ve açık atölyelerden oluşuyor. Salt Araştırma sanat, mimarlık, tasarım, şehircilik, sosyal ve ekonomik konulardaki yayınlardan oluşan dev bir kütüphaneye ev sahipliği yapıyor. Oditoryum, SALT’ın film gösterimleri, konferans gibi etkinlikleri için kullanılıyor. SALT Galata’da sergiler sanatseverlerle buluşuyor. SALT’ın sunduğu tüm hizmetlerde olduğu gibi, SALT Araştırma da herkese açık ve tüm hizmetler ücretsiz.”