Indhira Taşpınar, sahibi olduğu restoran/gece kulübü Propaganda’nın menüsü için Barselona’daki xemei restoranin kurucuları maximo ve Stefano Colombo ile işbirliği yaptı. Biz de bu üçlüyü bir araya getirdik. Yeni menüden tüyolar aldık.

roportajgal1

Image 2 of 2

Propaganda’nın menüsüne getirdiğiniz yeniliklerden bahseder misiniz?
Indhira Barselona’da servis ettiğimiz bazı yemeklere bayılmıştı. Kendisiyle beraber Propaganda için neler yapabileceğimize karar verdik. İlk adım malzemeleri bulmaktı çünkü oradakilerin aynılarını burada bulmak mümkün olamayabiliyor. Etin, balığın, baharatların tadı çok farklı. Ahtapotlu ve kalamarlı birkaç yemeğimiz var. Kendi özel tariflerimizle değişik makarnalar sunuyoruz. Risotto yerine tadını çok sevdiğimiz bulguru kullandık. Buradaki kuzuyu çok beğendik. Kuzulu bir yemeğimiz de mevcut. Başlangıç için de küçük porsiyonlar halinde paylaşılabilecek tabaklarımız var. Benim favorim dana ciğeri pate (ezme). Kızarmış ekmek eşliğinde dondurma kâsesinde servis ediyoruz.

Her zaman Barselona ve İstanbul’u birbirine benzetmişimdir. İstanbul’la ilgili düşünceleriniz neler?
İstanbul’u çok sevdik ama çok büyük bir şehir ve bizim vaktimiz kısıtlı. Şehri keşfetmek için ancak birkaç saatimiz oluyor. Biz de Barselona’ya benzettik çünkü şehirde yaşayan insanlar birbirini andırıyor; nazikler, yardımseverler, açık görüşlüler... Bunu her iki şehre de deniz yoluyla ulaşılabiliyor olmasına bağlıyoruz. Böyle şehirlerde insanlar daha kolay iletişim kurabiliyor. Bir de yine her iki şehirde de değişik yemekler yiyebileceğiniz, yeni tatlar deneyebileceğiniz bolca restoran ve bar bulunuyor.

İstanbul’da hangi restoranlara gittiniz, favoriniz hangisi?
Zuma, 360, Karaköy Lokantası ve Ficcin gittiğimiz restoranlar arasında. Favorimiz kesinlikle Karaköy Lokantası oldu. En çok keyif aldığımız lezzetler ise Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı yakınlarında yediğimiz kebap ve dönerdi.