“Dünyanın kederini ilk farkettiğim zaman, aklıma da ilk renkler düşmüştü.” diyor Melis Coşkun. Olup biten tüm sıkıntıları dikkat çekici ve izlenebilir kılmak için renklere; özellikle sıcak ve huzurlu renklere ihtiyaç olduğunu da belirtiyor. “Pembe Fil” adını verdiği kişisel sergisinde kendine ait bir masal dünyası yaratan Coşkun, gelip gören herkesin bu dünyadan kendine bir renk ve bir kelime yakıştıracağından oldukça emin. Serginin ismi ise bu ütopik masal diyarına açıkça gönderme yapıyor. “Her resmin üzerine o ana ait cümleleri herhangi bir taslağa başvurmadan yazan sanatçı, yazı yazmanın da kaçınılmaz bir terapi olduğunu ve tüm his, renk ve kelimelerin anlık olduğunu vurguluyor. Kurduğu masal dünyaları için “Ben’den bana huzurlu bir hediyedir.” diyen Melis Coşkun, şöyle devam ediyor:

“Masallar heyecanlı anlarla dolu, belki onları düşünmekten, belki karanlıktan… Masalın renklerine ihtiyacı var gecenin karanlığının. Şimdi deriiiiiiiiin, çok derin bir –nefes alacağım- ve uçan pembe fillerle konuşacağım göz kapağımın içinde düzenlediğim benzersiz sahnemde. Çünkü ben, ben dünyaya renklere anlam vermek için geldim. Anlamlandırdığım renklerle masalsı hayatlar kurmak için. Masallardandı benim odam ve muhtemelen uyurken bir masal kahramanıydım ben. Ama öyledir dünyalar, masaldasındır. Bi’ boşluktasındır sonsuzluğunda. Bu gecenin ve hatta tüm gecelerin masal kahramanı benim! Pembeli ve yeşilliyim. Konuştuklarım kendi dilimde ve gökyüzündeyim. Uçmuyorum, en yüksekten düşüyorum.”