“Türkiye’de rehber köpek yok” diyorsanız müjdemizi verelim. Nurdeniz Tuncer’in girişimi sayesinde kurulan rehber köpekler derneği, bu konuda ülkemizdeki önemli ihtiyaçlardan birini gideriyor.

Kasım ayını çok seviyorum. Soğuk havalarla birlikte sıcak çikolata mevsimi geliyor, sonbaharın şık renkleriyle şehir gözüme daha güzel görünüyor. Yağmurlu günlerde de aynı hevesle evde oturup çocukluğumuzun unutulmaz çizgi filmi “Life with Louie” izliyorum. Bir bölümünde Louie rehber köpek eğitmek için gönüllü oluyor ve onu ileride rehberi olacağı partneri için hazırlamaya çalışıyordu.
Köpek eğitmek çocukken bu bölümü izlediğimden beri yapmak istediğim bir gönüllü çalışmasıydı, ancak nedense hiçbir zaman İstanbul’da olmaz diyerek araştırmamıştım. Sonuçta bütün İETT otobüslerinde rehber köpek logosunun yapıştırıldığı bir koltuk da var, ancak onu “köpek giremez” logosu olarak algılayan insanlarla dolu bir şehirde yaşıyoruz. Yine de internette öylesine arama yaptığımda karşıma “Rehber Köpekler Derneği” çıktığında çok şaşırdım ve bu güzel projenin arkasındaki insan ile tanışmaya gittim.
Dernek 2 Ekim 2014 yılında kurulmuş. Derneğin kurucu başkanı Nurdeniz Tuncer’e kuruluş hikâyesini sorduğumda; “Birleşik Krallık büyükelçisi Richard Moore’un eşi Maggie Moore ile Ankara’daki rezidanslarında bir resepsiyonda tanıştık. Kendisinin rehber köpeği vardı ve çok rahat hareket ediyordu. ‘Ben de rehber köpek istiyorum’ diye kendisine sordum. Türkiye’de rehber köpek olmadığını öğrenince dernek kurma fikri ortaya çıktı” diye anlattı. Derneğin arkasında sorunun doğasına hâkim ve aynı şekilde çözümü de yaşayan insanların olduğunu bilmek, sohbetin devamında içimdeki umudu ve heyecanı büyüttü. Çünkü sohbet esnasında dikkatimi çeken detay; her cümlede Nurdeniz Hanım’ın çözümü deneyimlemiş ve yapılabilirliğini iyi kavramış olmasıydı. Bu farkındalığın pozitif gücü ile derneğin kurulmasından itibaren çalışmalara hızla başlamış ve derin araştırmalar gerçekleştirmişti. Avrupa Birliği Rehber Köpekler Federasyonu üyesi olmuş, ulusal ve uluslararası alanda pek çok destekçi kazanmıştı. Şimdi de bu desteklerin gücü ile alt yapı çalışmalarını gerçekleştiriyordu.

SADECE KÖPEKLER DEĞİL, BAKICI AİLELER DE ÖZENLE SEÇİLİYOR
Şu anda beş adet yavru rehber köpek adayı, Ankara’da eğitimlerini sürdürüyor. Tabii ki bu köpekler rastgele seçilmiyor. Her birinin hiçbir sağlık sorunu olmaması, Golden Retriever veya Labrador cinsi olması ve uzmanlar tarafından verilen iki yıllık eğitimden geçmesi gerekiyor. Rehber Köpekler Derneği’nin eğitmeni de bu alandaki uzmanlığını artırmak için Birleşik Krallık’ta aldığı dört aylık özel eğitimin sonunda Türkiye’ye geri dönüyor. Köpekler, eğitimleri için bir süre bakıcı bir aileye bırakılıyor ancak bu köpekler özenle seçilip, eğitilip ve rehber olarak yetiştirildikleri için, bakıcı aileler de özenle seçiliyor. Bu önemli sorumluluğu alabileceklerinden emin olmak için pek çok görüşmeden geçiyorlar. Bütün bu sürecin sonunda bu köpekler sokağa çıktığında unutulmaması gereken iki konu var. Birincisi, bu köpeklerden korkmanıza gerek yok. İkincisi ise sırf çok tatlı oldukları için istediğiniz zaman istediğiniz gibi sevemiyorsunuz. İki şekilde de onların çok özel süreçlerden geçen özel köpekler olduğunu hatırlamamız ve rehberi olduğu kişiye tanıdığımız kişisel alan hakkını da tanımamız gerekiyor. Gerçi bu bilinç bile onların çok şirin, akıllı ve tatlı oldukları gerçeğini değiştirmiyor. O yüzden bu köpeklerle oynamak sizin de içinizde kalırsa derneğe destek olarak, hatta boş vaktiniz varsa 26 Kasım’da İstanbul Marriott Hotel Şişli’de düzenledikleri yemeğe katılarak hevesinizi alabilirsiniz.
Bu yazıyı, Nurdeniz Tuncer’le gerçekleştirdiğimiz uzun ve güzel sohbetin ardından eve dönerken, çevreme bakıp her yere kafamdan bir rehber köpek oturtabilecek kadar ikna olmuş olmamın huzuru ile yazıyorum. Patili kahramanlar yolda! Detaylı bilgilendirme ve destek olmak için rehberkopeklerdernegi.org adresini tıklayabilirsiniz.