Fotogerçekçilik akımının Türkiye’deki ilk temsilcilerinden Nur Koçak’ın 1960’lar ile 2010’lar arasındaki desenleri ve resim serilerinden oluşan en kapsamlı sergisi SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da.

1981 tarihli bir seriden esinle adlandırılan ‘Mutluluk Resimlerimiz’, kadın dergilerinden Hollywood sinemasına popüler kültürün yaygınlaşması ve Türkiye’deki yansımalarını eleştirel bir gözlemci anlatıcı olarak irdeleyen sanatçının üretimine ayrıntılı bir bakış sağlıyor.

Sanat tarihçisi Ahu Antmen ile SALT’tan Amira Akbıyıkoğlu tarafından programlanan ‘Mutluluk Resimlerimiz’, SALT Beyoğlu’nun giriş mekânı Forum’da ‘Vitrinler’ (1989-2019) serisinden bir seçkiyle başlıyor. Küreselleşen tüketim kültürünün İstanbul’un merkezindeki mağaza vitrinlerine etkisine bakan fotoğraf ve resimler, o zamana dek mahrem sayılan ürünlerin teşhire sunulmasıyla kadın bedeninin seyirlik bir nesne olarak kimliksizleştirilmesini sorguluyor. Boncuk işlemeler ve parlak taşlarla süslü file çorapların, dantelli iç çamaşırlarının ve türlü aksesuarın sokak imgeleriyle iç içe geçtiği ‘Ebrusan Vitrini’ (1993-1996) yıllar sonra bu sergiyle Beyoğlu’na dönüyor.

Koçak, üçüncü katta konumlanan ‘Fetiş Nesneler’ (1974-1988) ve ‘Nesne Kadınlar’ (1975-1979) serilerindeyse, Paris’te devlet bursuyla resim eğitimi alırken takip ettiği kadın dergilerinden görsel unsurları kullanıyor. Başlangıcı, ‘sanat pratiğinin miladı’ olarak nitelediği, 1974 tarihli ‘Vivre’ [Yaşamak] resmi olan ‘Fetiş Nesneler’de, popüler tırnak cilası, ruj ve parfüm markalarının albenili fotoğraflarını işlev ve bağlamından kopararak anıtsal boyutlarda tuvale aktarıyor. ‘Nesne Kadınlar’daki ‘Kırmızı ve Siyah’ (1976) ve ‘Hommage à Vasarely’ [Vasarely’ye Saygı] (1977) gibi işlerde de, iç çamaşırı, mayo ve bikini reklamlarının yüzü olmayan ‘anonim’ kadınlarını resmediyor.

Sanatçının yüzüne yer verdiği tek “arzu nesnesi” kadın, Türkiye sinemasının ilk yıldız oyuncusu Cahide Sonku. 1935’te ‘Bataklı Damın Kızı Aysel’ filmiyle şöhret bulan Sonku, bağımsız duruşu ve Hollywood yıldızlarını andıran sarı saçlarıyla kısa bir sürede “Batılılaşma emeli”nin bir temsiline dönüşmüştü. Koçak, tiyatro oyunlarından fotoğraflar ve filmlerden kareleri işlediği ‘Cahide’nin Öyküsü’ (1996-2006) serisinde, 1960 öncesi kentli orta sınıfın beğenileri kadar, Sonku’nun üretimlerinden çok iniş çıkışlı hayatıyla gündeme getirilerek itibarsızlaştırılmasına vurgu yapıyor.

Bir subay kızı olan Koçak’ın çocukluk ve gençlik anılarıyla toplumsal belleğe kazınmış “mutluluk” mizansenlerini buluşturan serileri yapının ikinci katına yayılıyor. Anne babasının evlendiği 1930’dan 1950’lere özel günlerde, çoğu stüdyoda çekilmiş hatıra fotoğraflarını temel alan ‘Aile Albümü’ (1979-2012), toplumun her üyesine belirli bir rol atadığı, ideal cumhuriyet ailesinin portresi gibidir: üniformalı baba figürü ailenin kurumsallığını, özverili anne figürü destek ve devamlılığı, özenle giydirilmiş çocuklarsa umutla bakılan geleceği yansıtıyor.

‘Mutluluk Resimleriniz’ (1981) serisi, sanatçının 1970’lerin sonunda katıldığı posta sanatı sergileriyle gitgide artan kartpostal kullanımını görünür kılıyor. Cağaloğlu’ndan toplama, romantizm temalı asker kartpostallarına müdahalelerle oluşturduğu bir dizi işe, bir dönem bağımsız bir kadın gazetesi olarak yayımlanan Kelebek’teki “Mutluluk Resimleriniz” köşesinden yola çıkarak yaptığı siyah beyaz çizimler eşlik ediyor. Kadın ve erkeğin birlikte görüldüğü kartpostalların yanı sıra sadece erkek fotoğraflarının yer aldığı bu köşeye odaklanan Koçak, deneyimler ve temsilleri arasındaki uyumsuzluğa dikkati çekiyor. SALT Beyoğlu’ndaki enstalasyon, 1982’deki gösteriminden bu yana ilk kez, serideki bütün kartpostalların her iki yüzünün incelenmesine olanak tanıyor.

Sergi 29 Aralık’a kadar sürecek.