BİR AKDENİZLİNİN KARADENİZ YEMEKLERİYLE BULUŞMASI

 

Akdeniz’in bağrında büyümüş biri olarak üniversite yıllarına kadar Karadeniz mutfağı ile ilgili en ufak bir deneyimim yoktu. Alışmışım zeytinyağlılara, taze çıtır kuzulara, hatta değişik, türlü türlü otlara… Ne zaman ki İstanbul’a gelip Trabzonlu bir ailenin kızı olan Tülin ile tanıştım, o zaman midem de Karadeniz mutfağının eşsiz lezzetleri ile buluştu ve bu buluşma bir süre sonra midemin kendini doğuştan Karadenizli olduğunu sanmaya başlamasına yol açtı.

 

ASIL AŞKIM KARADENİZ YEMEKLERİYMİŞ!

Hamsili pilav ve karalahana dolması ile başlayan lezzet serüvenim, zamanla arkadaşlığımızı mide menfaatlerimin üzerine kurduğum, daha çok evlerine misafir olup annesinin elinden çıkan yemekleri yemek için yaptığım yalakalıkların ortaya çıkması ile son bulunca, kendimi İstanbul’da bu yörenin yemeklerini iyi yapan restoranlarını araştırmakla görevlendirdim.

 

Mısır, Trabzon tereyağı, lahana ve hamsinin başrolde olduğu mutfağın İstanbul’da epey bir temsilcisi bulunuyor. Şahsi en iyiler listemde Ahırkapı’da bulunan Vonalı Celal ve ilk keşfim olan Pafuli’nin ayrı bir yeri var. Kuymaktan mıhlamaya, karalahana dolmasından mısır ekmeğine yediğim her şey dört dörtlüktü buralarda. Pide sevenler için ise Fatih Karadeniz Pidecisi’ni tek geçerim! Tam bir esnaf lokantası olan mekânda Trabzon tereyağı ile yapılmış pidelerin lezzeti olağanüstü. Bir Modoko ziyareti sonrası keşfettiğim Nur Abla ise hamsili pilav ve Laz böreği için ideal adres. Karadeniz usulü kuru fasulye ve tereyağlı pilav için ise Hüsrev ve Fasuli’yi es geçmeyin derim.

 

Bu arada benim yemek yazısı yazmam yasaklanmalı! Şu an yazıda sözü geçen her şeyi hemen şimdi yemek istiyorum! Hatta güneşlenirken kendimi Trabzon tereyağı ile sıvamak istiyorum. Delilik olduğunu biliyorum ama… Neyse. #direnergun #direnmidem

 

ERGÜN YILDIZ