Bugüne kadar Conrad İstanbul, Sabancı Holding Otomotiv grubu, Vestel beyaz eşya, Altınyıldız / Network-Fabrika ve Beymen gibi markalarda pazarlama ve marka yönetimi konularında üst düzey sorumluluklar alan Yelda İpekli ile Türk insanının moda alışkanlıkları üzerine konuştuk. İpekli’ye göre giyim söz konusu olunca türk insanı marka odaklı alışveriş yapmayı tercih ediyor.

Türk erkek ve kadınının beden ölçüleri açısından genel bir profilini çizebilir misiniz?

Yeni jenerasyon daha batılı dediğimiz uzun ve ince kemikli daha atletik bir yapıya sahip. Ancak genel olarak baktığımızda doğuya doğru kafa yapımız büyüdükçe vücut oranları da genişliyor. Daha kısa ve geniş bir hat halini alıyor. Batıya baktığınızda kafa yapısı küçüktür ve bu genelde vücudun daha uzun algılanmasına sebep olur.

Bir giyim markası Türkiye’de yatırım yapmadan önce nelere dikkat etmeli?

Türkiye çok çeşitlilik gösteren bir pazar… İstanbul neredeyse başlı başına bir ülke kadar zengin bir müşteri profili sunuyor. İstanbul dışındaki iller, bölgeler bazında çok farklılık gösteriyor. Bu sebeple her şeyden önce yatırım yapılacak bölgenin doğru tespit edilmesi, hedef kitle tanımının bu bölgeye göre yapılması ve bu tanım içine giren kitlenin çok iyi analiz edilmesi gerekiyor. Pazar araştırmaları için araştırma şirketlerine çok net tanımlar verilmeli, fokus grup çalışmalarına zaman ayrılmalı. Yatırım yapılacak bölge İstanbul ise mutlaka hedef kitlenin gündelik hayatı analiz edilmeli. Tüm bunlar Türk müşterisini anlamak için bir veri tabanı oluşturacaktır. Bu veriler, yabancı yatırımcı için Türk bir uzman tarafından analiz edilmeli. Müşteri tarafından kolay kabul görmek için ürünlerin beden ölçüsü, kol boyu- genişliği, paça boyu-genişliği gibi detaylar yeniden çalışılmalı. Her ülkenin iletişim dili; özellikle de satın almaya yönelten iletişim dili ve tarzı farklı. Türkiye’nin iletişim dili de yoğun gündemi, genç nüfusu ve kozmopolit yapısı gereği pek çok farklılık gösterebiliyor. Bu nedenle yeni bir ürün, marka ya da şirket Türkiye’de yatırım yapmadan önce bu gerçeği gözeterek stratejilerini oluşturmalı, uzman ve deneyimli kadrolardan destek almalı.

Türk halkının modaya yaklaşımı nasıl?

Türk moda takipçisini ikiye ayırmak lâzım. Genç nesil daha özgün, daha yaratıcı ve modada trendleri takip ediyor. Tüketimi yoğun orta yaş ise pahalı modayı tercih ediyor.

Moda trendleri açısından nasıl bir yıl bizleri bekliyor?

60’ların etkisini görüyorum. Dolce Gabba-na’nın çiçek motiflerini bu kadar yoğun kullanması bunun bir göstergesi. Önemli moda markalarının uzun, bol etekler ve kısa ceketlerle koleksiyonlarına romantizm katmaları da bu yılların etkilerinden biri. Etnik kültürlerin etkileri de kaçınılmaz olarak hayatımızda.

Sizce Türk insanı marka takıntılı mı?

Türk müşterisi olarak biz henüz tüketim eğrisinde “bilinçli müşteri” noktasına ulaşmadık. Bu yüzden söz konusu giyim olunca yoğun olarak marka odaklı alışveriş yapıyoruz. Kendi tarzımızı yaratmak yerine bize sunulan marka değerini kendimizle özdeşleştirmeyi seviyoruz. Evet, marka takıntımız hayli yüksek.

Türk insanı trendleri ne kadar takip ediyor?

Trendlerden çok modayı takip ediyor. Modanın takipçisi, kopyalayıcısı diyebiliriz. Trendleri yakalayan modaları takip ediyor ama o markayı kullanmak için moda olmasını, daha geniş kitleler tarafından kabul görmesini de tercih ediyor.

Yeni dünya düzeninden moda nasıl etkilenecek? Ne gibi değişiklikler olacak?

Artık dünya yeni eksenlerden oluşuyor. Uzak Doğu ve Afrika kültürü yükselen değerler… Moda da bunlardan fazlasıyla etkilenmeye başladı. İleriki dönemlerde kültürel akımların moda üzerindeki etkisi daha da yoğun hissedilecek. Teknoloji artık hayatın ta kendisi… Tabii ki giyilebilir moda çok uzağımızda değil, “Simplify Your Life / Hayatını Basitleştir” uzun zamandan beri ayak seslerini duyduğumuz bir trend. Bu trend tüketimi bilinçlendirmeyi ve az şeyle yetinmeyi öneriyor. Biraz zaman alsa da modadaki yansıması da mutlaka etkisini gösterecektir. Farklı olmayı önemsediğimiz şu günlerde, tasarım da gücünü en fazla moda alanında gösterecektir.