26 – 29 Nisan’da KüçükÇiftlik Park’ta izleyeceğimiz Mamut Art Project’in bu yılki katılımcı sanatçılarından Başak Tuna ile buluştuk.

Röportaj: Aykun Taşdöner

Mamut Art Project’te yer almak sana neler hissettiriyor? Seçkide yer almak sence sana nasıl bir katkı sağlayacak?
Bir tasarımcı olarak Mamut Art Project’te yer almak benim için büyük bir adımdı. Bu alanda iş üretmeye devam etmek ve önceden yaptığım projelerin üzerine daha çok gitmem için daha şimdiden teşvik edici oldu.

Hazırladığın bu proje Mamut’a katılmak için sence neden doğru bir karardı?
Bu proje aslında endüstriyel tasarım bölümünden mezun olurken üzerine çalıştığım bir projeydi. Günümüzde tasarım ve sanat artık çok yakın çevrelerde birleşiyor. Bu ürün serisi de biraz öyle. İnsanların ve daha çok kişisel hayattaki deneyimleriyle oluşmuş bir projeydi. Bu yüzden aslında tamamen “sanat” diyemem. Ama beni asıl mutlu eden büyük bir kitlenin görecek olması. Diğer yandan da proje sokaklarda olsaydı belki daha doğru bir konseptte olurdu. Kabahatler kanunu üzerine tasarlanmış üç objeden bahsediyoruz, kanunlar aynı toplumdaki herkes için geçerlidir. Objelerin de bu şekilde olması gerekirdi. Zaten afiş kültürü de sokağa ait. Böyle bir projenin iç mekânda sadece belli bir kitleye gösterilmesi biraz düşündürücü.

Sanatsal pratiğinden biraz bahseder misin? Göreceğimiz iş bir anlamda politik bir duruşu temsil ediyor, ancak fikrini daha eğlenceli bir yolla ve ‘oyunla’ aktardığını düşünüyorum. Seçtiğin yol, bu çalışmaya özgü bir şey mi yoksa genel olarak senin sanatsal pratiğine yansıyacak bir şey mi?
Politik duruşu olan işler hep ilgimi çekmiştir. Kendi işlerimi düşündüğümde de hep toplumsal bir yanı oluyor. İşlerime uzaktan da olsa izleyiciyi bir şekilde dâhil etmeyi seviyorum. Bu da görsel ya da içerik olarak eğlenceli bir yol katıyor sanırım.

Fikrini başka yollarla da aktarabilirdin, ama sen bir IKEA afişini seçtin. Bu üretim afişleri aslında neredeyse günümüzü özetleyen bir sembol, ancak ‘Evet, neden IKEA afişi olmasın’ dediğin anı merak ediyorum. Bu sonucu tetikleyen yol sence neydi?
IKEA artık herkesin evinde olan bir marka, hatta o kadarki evler birbirine benzer oldu. IKEA kutusundan çıkan parçaları birleştirmek ortak bir eylem ve insanlar artık buna aşina. Ben de herkese ulaşabilmek için bu kararı aldım. Evin için bir masa kurabiliyorsun ama kendi kanunların için neden kuramayasın.

Seçtiğin maddeler Kabahatler Kanunu listesinde de var. Bunun yerine kendi kanun maddelerini koymayı düşündün mü?
Kabahatler kanunu bilerek seçtim. Kabahat denilen kuralların birer iletişim biçimi olduğunu savunduğum için. Burada insanların da biraz algısını açma isteği var. Kendi maddelerimi yaratmak aslında ilginç olabilir, belki ileride. (Gülüyor).

Daha önce 15. İstanbul Bienali’nde mekân sorumlusu olarak çalışmışsın. Eminim sanat eseri ve izleyici arasındaki bağı inceleme fırsatın olmuştur. Bu sırada karşılaştığın etkileşim sence sana ne kattı? Gördüklerin bir eser üzerinde çalışırken gözünün önünden geçiyor mu? Seni yönlendiriyor mu?
Aslında ilginç olan mekâna gelen sanat eserlerinin izleyici karşısına çıkmadan önceki hallerini bilmek ve daha sonra insanların tepkilerini görmek. Önceki halini bildiğinizde sanırım o işe dışarıdan bakmak zorlaşıyor, sanat eserlerinin bendeki deneyimi çok daha farklı o yüzden.