Kaçış oyunları hakkında bildiğiniz her şeyi bir kenara bırakın. Escapist ile çok farklı bir oyun deneyimi sizi bekliyor.

escapist-g1

Günlük hayatta kaçmak istediğimiz birçok yere tıkılı kalıyoruz. Metrobüs kalabalığı, ofis, okul, hatır için gidilen aile yemekleri… Bunlardan kaçmak için ince ayarlamalar yapıyoruz. Kuzenine iş seyahatinde olduğunu söyleyip akşam facebook’a daha önce bir seyahatte çekilmiş fotoğrafını yüklemek gibi (üzgünüm kuzen!). Bunu düşününce “odadan kaçış oyunları”, kökeni Uzak Doğu olsa da aslında hiç de yabancı olmadığımız bir kültür. Daha önceki sayılarda bahsetmiştim, kaçırmış olanlara kısaca hatırlatayım. “Odadan kaçış oyunu”nda her şeyin kilitli olduğu bir odaya giriyor ve başlangıç bulmacasından yola çıkarak seri halde gelen bulmacaları çözerek 60 dakika içerisinde odadan kaçmaya çalışıyorsunuz. Bu oyunların hayranı olduğum için dergim bana Trump Towers’da açılan Escapist’i önerdi. Kaçış oyunu ekip işidir, bu yüzden ben de kız arkadaşım ve yakın arkadaşlarımla iddialı bir ekip kurdum. Oraya gittiğimizde edindiğimiz ilk izlenim “muhteşem dekore edilmiş bir sinema salonuna benziyor” oldu. Oyunların afişleri film afişleri gibi asılmış, gelecek programı da var. Üstelik kocaman bir kafesin içinde oturuyorsunuz gibi hissettiriyor. Bu özenin nedenini kurucuları Barış ve Soner Bey ile tanışınca anlıyoruz. Güzel sanatlarda grafik tasarım okumuş Barış ve Soner Bey aslında yurt dışında da birçok ödüllü projeye imza atmış prodüktörler. “Uzun süre izlenecek işler yaptıktan sonra gerçekten yaşanacak işler yapmak istedik” diyerek bu projeyi geliştirmişler ve diğer oyun odalarından farkları da bu motivasyonları. Her odanın kendine has bir hikâyesi ve sonucu var. Her odanın içinde gerçek bir karaktere bürünüyorsunuz ve bulmacalardan tutun arkadan gelen seslere kadar her şey sizi role sokmak için ayarlanmış. Oyunlar hakkında ipucu vermeden konuları sizlere kısaca anlatayım.

1 2