Alternatif sahnenin heyecan veren isimlerinden Othermxn’in yeni albümü “Generation X”, partapart etiketiyle yayınlandı. Biz de müzik dünyasında benzerine pek de rastlamadığımız bu oluşum hakkında merak ettiklerimizi Othermxn’e sorduk.
Uzun zamandır DJ’likten, canlı performansa birçok farklı alanda müzik yapan OtherMxn, yerli, bağımsız ve deneysel müziğin son zamanlardaki en iyi albümlerinden birine imza attı. Vaporwave, acid, synthwave gibi türleri özgün bir şekilde yorumlayan “Generation X” albümü 12 şarkıdan oluşuyor. Albüm, genç müzisyen OtherMxn’in bugüne kadar yarattığı şarkıların birikimi olarak dinleyiciye ütopik bir dünyanın kapılarını aralıyor.

RÖPORTAJ: EDA BAYRAKTAR

ro-g

Daha önce birçok farklı tarz ve alanda müzik çalışmaların oldu. Bu deneyimlerinin sonucunda “Generation X”de neler değişti, neler üzerine yoğunlaştın?
Daha önceleri hep bir arayış içindeydim ve sürekli bir değişim mevcuttu. Bu albümle birlikte artık belli bir yörüngeye oturmaya başladı sound’um. Yaptığım tarza “dijital pop” diyorum ancak vaporwave, synthwave gibi birçok farklı türden etkilendiğimi de söyleyebiliriz. Bu albümün önceki işlerimden en büyük farkı, tamamen canlı performanslara yönelik bir albüm olması. Vokal yapmaya, söz yazmaya başladım. Bu albümle birlikte yerel bir sanatçı olmaktan çıkacağımı düşünüyor ve bunun için uğraşıyorum. Dışardan aldığım tepkiler de bunu destekler nitelikte…

 

Albümün ortaya çıkış hikâyesinden bahsedelim biraz da. Parçaları hazırlarken seni en çok besleyen şey neydi? Kimleri dinledin, kimler sana yol gösterdi?
Albümün hazırlık süreci 2015 sonlarından, 2016 ortalarına kadar sürdü. O süreçte yaşadığım duygusal iniş-çıkışlar albümün çıkış noktası oldu. Albümü tamamen kendi evimde, odamda kaydettim ve bu atmosferin beni fazlasıyla beslediğini söyleyebilirim.
“Generation X”i hazırlarken Tame Impala’yı yoğun dinlediğim bir dönem oldu. O dönemde Gary Numan’ı da sık dinledim. Ayrıca The Chemical Brothers’ın “Come With Us” albümünden etkilendiğimi hissediyorum. Yol göstericilerim arasına bu albümü de ekleyebiliriz. Ancak bu isimlerin beni beslemesi ve etkilemesi albümü dinlerken sizde bu etkiyi yaratacakları anlamına gelmiyor. Yaptığım müziğin kimin müziğine yakın olduğunu düşünmedim. Buna dinleyiciler daha iyi karar verebilir.

 

“Generation X”in konu edindiği figürlerden birisi de hayalinde yarattığın bir gezegen: Jerka. Jerka nasıl bir gezegen, Dünya’dan ya da diğer gezegenlerden farkı ne, anlatır mısın bize?
Jerka, kafamda yarattığım ve içinde yaşadığımız Dünya’dan birçok yönüyle ayrılan alternatif bir gezegen modeli. Müziğe yeni başladığım dönemlerde yaptığım çizimler zaman içerisinde para biriminden diline kadar her şeyiyle farklı bir yere, bir gezegene dönüştü. Jerka’nın henüz tasarlanmış bir medyası yok. Ancak bitki örtüsünden havasına farklı bir doğaya sahip, tropik meyvelerle beslenen canlıların, arınmış üst insanların yaşadığı, ütopik bir yer olduğunu söyleyebilirim. Albümle gezegenin arasındaki bağlantı ise bu gezegenin zihnimin bir parçası olması ve bazı parçaları dinlerken o gezegene doğru yolculuk yapıyormuşuz gibi hissettirmesi.

 

Albümün düzenlemesinden şarkı sözlerine, hatta kaydına kadar tüm ayrıntılarıyla birebir ilgilendiğini biliyorum. Peki, “Generation X”de beraber çalıştığın isimler var mı?
Albümdeki “Baby Boomers” adlı şarkıda, lolaxvi (Dilara Duygun) ile birlikte çalıştık. Profesyonel olarak şarkıcılık yapan biri değil lolaxvi ama iyi şarkı söylüyor, aynı zamanda söz ve senaryo yazıyor. Telefonla gönderdiği ses kaydını “Baby Boomers”ın nakaratında kullanmaya karar verdik. Konserlerde de bana eşlik edecek.
Albümün kapak tasarımı ise Andrea Caboara’ya ait. Normalde farklı sanat alanlarında çalışmalar yapan biriyim. Kendime ait illüstrasyonlarım, video ve fotoğraf çalışmalarım mevcut. Tüm albüm kapaklarımı kendim tasarladım. Ancak sürekli takip ettiğim bir yayında Andrea’nın bir çizimiyle karşılaştım ve gördüğüm an albümün kapağında yer almasını istedim. Andrea’ya ulaştım ve o da teklifimi kabul etti. Çizimin üzerinde birkaç yenilik ve oynama yaparak albümün şu anki kapağını ortaya çıkardı.

 

Albüm çıkmadan önce de alternatif sahnelerde performanslar sergiliyordun. “Generation X”ten sonra canlı performanslarında ne gibi değişiklikler oldu?
Canlı performanslarım büyük değişikliğe uğradı aslında ve vokal ağırlıklı konserlere dönüştü. Synthesizer, midi enstrümanlar ve vokal, canlı performanslarımın ana ögeleri. Albümde bulunmayan, henüz yayınlamadığım parçalarımı konserlerde dinleyebilirsiniz. Bunun dışında sahnede doğaçlama sergilediğim performanslarım oluyor. İlerleyen günlerde bazı video ve motion design çalışmalarımı konserlerde kullanarak dinleyicilere “Jerka”yı daha somut bir şekilde hissettirmeyi planlıyorum.

 

Son olarak albümün Partapart etiketiyle yayınlandı. Partapart’ın alternatif müzik dünyasındaki deneyimleri hakkında bilgi alabilir miyiz senden?
Türkiye’de plak şirketleri bağımsız, alternatif albümler üzerine pek yoğunlaşmıyor; o nedenle müzisyen, albümün bütün aşamalarıyla kendisi ilgilenmek zorunda. Partapart Records, İstanbullu bir plak şirketi. Müzikal anlamda oldukça geniş bir skalaya sahip; The Away Days, Ah! Kosmos gibi oldukça farklı müzik türlerinden grupları bünyesinde barındırıyor. Kolektif bir ekip ve beraber çalıştıkları müzisyenleri motive ettiklerini söyleyebilirim. Albümü hazırladıktan sonra onlarla çalışmamın doğru olacağını düşündüm.