Bizim için “kendi İstanbul”unu çizen Murat Kalkavan, “İstanbul Özgür hissettiren yapısının içinde sizi esir ediyor” diyor.

yaratici-g

Kendinizi çizimlerinizle de ifade ettiğiniz ön kabulüyle sorsam, “Çizimleriniz sizin adınıza ne söylüyor?”
Çalışmalarımı herkesin kendince yorumlamasını isterim aslında. Bunun yanında çizimlerimde, bir yandan mizahi ögeler barındıran bir yandan da depresif/karanlık bir yapıyı harmanlayan absürt durumlar oluşturmak hoşuma gidiyor.

Haziran ayında yer aldığınız bir proje var. O proje kapsamında Guatemala’nın Quetzaltenango kentindeki Escuela de la Calle ilkokulunda okuyan 7-10 yaş arası çocuklar, hayallerindeki canavarları çiziyor. Sonrasında sizin de aralarında bulunduğunuz illüstratörler bu canavarları kendi çizimleriyle yorumluyor. Bu proje size neler düşündürdü, kendinizi nasıl hissettiniz?
Bu benim dâhil olduğum en keyifli projelerden birisiydi. Oscar Jose’nin çizimi kadar iyi olmasa da beni çok mutlu eden bir çalışma oldu. Çocukların düşünceleri henüz bizim kadar kirlenmemiş olduğu için çok samimi yaklaşımlar sergileyebiliyor. Bu da bana her zaman ilham vermiştir. Kendi çizimlerimde de bu doğallığı yakalamaya çalışıyorum.

“Ali Baba ve 7 Cüceler” filmindeki heykellerin çizimini siz yapmışsınız. Çizimlerinizi üç boyutlu görmek nasıl bir duygu? Buna benzer başka projeler gündemde mi?
Filmi seyrederken çizdiğim cücelerin heykellerini gördüğüm her sahnede çok heyecanlandım. Çalışmalarım genellikle basılı mecrada yayımlandığı için bu farklı bir deneyim oldu. Oluşturduğum karakterlerin küçük oyuncaklarını yapmak gibi bir projem var şu sıralar. Bu projenin motivasyon kaynağı da “Ali Baba ve 7 Cüceler”i izlerken oluştu.

Yaşarken eserlerinizi nerede görmek isterdiniz?
İşlerim karşısında heyecanlanan ve ilham aldığını düşünen herkese, her yerde ulaşabilmek istiyorum aslında. Fakat şu sıralar son dönem çalışmalarımı sergilemek için bir mekân arayışındayım. Bunun benim için bir “virgül” olacağına, bundan sonra farklı bir yaklaşımla yeni çalışmalar üretmek için yolumu açacağına inanıyorum.

Size göre İstanbul’un hangi semti yaratıcılığı daha çok besliyor?
Çocukluğumun geçtiği Çengelköy diyebilirim.

İstanbul’da kendinizi en çok nerede iyi hissediyorsunuz?
Kadıköy diğer semtlere göre bana daha iyi geliyor.

Bizim için çizdiğiniz “İstanbul”u üç kelimeyle açıklasanız bunlar hangi kelimeler olurdu? Neden?
Özgürlük, esaret, acı. İstanbul’un özgür olduğumuzu düşündüren bir yapısı var ama aslında bizi bir döngünün içine hapsediyor ve yandığımızın farkına bile varamıyoruz.

MURAT KALKAVAN KİMDİR?
1983 İstanbul doğumluyum. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun oldum. 2005 yılından bu yana başta reklam ajansları olmak üzere çeşitli projelerde freelance illüstratör olarak çalışıyorum. Kısa bir süredir İstanbul’da değilim, Bodrum Gümüşlük’te yaşıyor ve çalışma hayatıma buradan devam ediyorum.