Bu sene Bienalde en çok kimlerin ismini duyacağız. Gelecek vaat eden genç yıldılar kimler? Bieanelin yıldız haritasını sizin için çıkardık! Bu sanatçıları ve işlerini görmeyi sakın unutmayın!

KRISTINA BUCH
1983 Almanya doğumlu olan sanatçı Düsseldorf, gizli adalar ve Londra’da yaşıyor ve çalışıyor. Biyoloji üzerine eğitim almış. Bir süre Protestan teolojisi üzerine yoğunlaşan sanatçı, daha sonra Londra’da Royal College of Art’ta yüksek lisansını tamamlıyor ve Duesseldorf’taki Güzel Sanatlar Akademisi’nde Rosemarie Trockel ile birlikte çalışma fırsatına sahip oluyor. 2012 senesinin en önemli sanat etkinliklerinden biri olarak ifade edilen Documenta (13)’ün en genç sanatçılarından olan Buch, ayrıca Emily Harvey Foundation, New York, Manifesta 9 Paralel Etkinlikler ve Londra Alman Büyükelçiliği gibi kurum ve etkinliklerde işlerini sergilemişti. 2012 yılında Trieste Contemporanea Müzesi’nin verdiği Genç Avrupalı Sanatçı ödülünü alan sanatçı, Londra’daki Imperial College’da öğretim görevlisi olarak çalışmış, 2013 yılında ise Frankfurt’taki Goethe Üniversitesi’nden yardımcı doçentlik unvanını almıştı.
Biyoloji ve teoloji üzerine aldığı eğitimi işlerinde kullanmayı seven Buch, Documenta (13) kapsamında gösterdiği işi “The Lover” ile 3000 bitki (180 farklı tür) ve 3000 kelebekten (40 farklı tür) oluşan bir bahçe enstalasyonu yaratmıştı. Bu kalıcı iş doğanın kontrol edilemez yapısına referansta bulunuyordu ve yaz süresince kelebeklere ev sahipliği yapan bitkiler büyürken onlar kaçınılmaz olarak rüzgârla beraber savrulup gidiyordu. Dikkat isteyen ve tamamen izleyen tarafından deneyimlenmek üzere kurgulanan geleneksel sanat formlarının dışında kalan bu iş, tam tersine kendini izleyenden gizliyordu. İzleyicinin erişimini daha da zorlaştırmak için bahçenin etrafına devedikenleri ve ısırgan otları yerleştiren Buch, işi deneyimlemek isteyenlerin görsel ve fiziksel bir bariyeri kabul etmelerini amaçlıyordu.
Sanatçının en bilinen işlerinden olan “Before the I Was Folded” ise 2009 senesinde Royal College of Art’ta sergilenmişti. Bu iş kapsamında sanatçı şempanzelere kil veriyor ve ortaya çıkan heykelleri sergiliyordu. Sanatçı bu işle, insanlar tarafından üretilen sanat ve hayvanlar tarafından üretilen doğa arasındaki kültürel olarak öğretilmiş farka dikkat çekiyordu. Hayvan üretimi tarafından ortaya konmayan heykeller “The Lover” işinin de önemli bir kısmını oluşturuyordu. Yumurtalarından yeni çıkan kelebeklerin detritus’larını da (göllerin dibini ya da ormanların tabanını zenginleştiren ayrışmış madde) her gün bahçeye getiren sanatçı, kelebekleri Kassel’deki apartmanında yetiştiriyordu. Sanatçı bu eylemle bahçesinin koruyucusu olmakla kalmıyor, aynı zamanda kadın rolünü de üstleniyordu.
Kavramsal, esprili, şiirsel yerleştirmeleri ve gündelik yaşama yönelik müdahaleleriyle tanınan sanatçı, bienal kapsamındaysa işini Boğazkesen’de bir garajda (otoparkta) sergiliyor. Video yerleştirmesi yaparak doğa/kültür, erkek/kadın, dünyevi/uhrevi gibi olguları izleyiciye sorgulatmayı amaçlıyor.