Sadece erkeklere özel tasarlanan aksesuvarlardan ilk aklınıza gelen hangisi? İşte bu minik ama güzel objelere daha fazla ilgi gösterilmesi gerektiğine inanan Begüm Kıroğlu yepyeni bir marka yaratmış. Begüm Khan markasıyla Şanghay-İstanbul arasında mekik dokuyan Kıroğlu, Kol Düğmesi tasarımlarıyla şehirli, sofistike ve şık erkeğin dünyadaki sesi oluyor.

koldugmesigal3

Image 1 of 4

Kol düğmeleri tasarımcılık hayatınızda dönüm noktasını oluşturuyor. Gerçekten istediğiniz gibi bir kol düğmesi bulamadığınız için mi takı tasarlamaya karar verdiniz?
Osmanlı zamanından beri koleksiyonerlikle ilgilenen bir ailede antika eserler ve sanatla iç içe büyüdüm. Çocukluğumdan beri dünyanın çeşitli yerlerindeki bit pazarları, antikacılar, müzeler ve sergilerde çok vakit geçirdim. Ailem bana ne kadar kıymetli veya bulunmaz olursa olsunlar, güzellikleri günlük hayatıma sokmayı, estetiği günlük hayatıma entegre etmeyi, bulamadığım güzelliklerin peşinden koşmayı öğretti. Bu benim estetik gözümü, sanata ve tasarıma olan yaklaşımımı çok etkiledi. Ancak kendi markamı yaratmadan önce de tasarımla iç içeydim. Kimse bir sabah “Ben tasarımcı olacağım” diye uyanmıyor, bu insanın içinden gelen bir tutku. Tasarım benim için estetik bir ihtiyaç, bir av. Küçüklüğümden beri düşlerimdeki, aklımdaki, kalbimdeki bir mücevheri, objeyi, aksesuvarı veya kıyafeti bulamayınca hayalimdeki objeleri kendim için gerçeğe dönüştürürdüm. İşte böyle günlerden birinde estetik anlayışıma uyan, sanat ve tasarımı bir arada yansıtan bir kol düğmesi bulamayınca, tesadüf eseri rastladığım bir atölyede kol düğmeleri yapmaya başladım. İçimdeki tasarım tutkusu ve kol düğmesi aşkı, ayaklarımı tekrar tekrar o atölyeye götürünce de olanlar oldu.

Sizin yolunuz da Kapalıçarşı’dan geçmiş, tasarımlarınızın ilk örneklerini buralarda vermişsiniz. Bize biraz o günleri anlatır mısınız?
Kapalıçarşı benim için keşfedilmeyi bekleyen dev bir hazine. Sürprizlerle dolu bir oyun alanı. Çok sık gitmeme rağmen her seferinde daha önce hiç görmediğim antikalarla, dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş hazinelerle, inanılmaz zanaatkârlarla karşılaşıyordum. Böyle günlerden birinde Kapalıçarşı ve hanlarıyla ilgili bir araştırmaya yardım ederken zanaatkâr bir aileyle tanıştım. Onların işlerine olan tutkularından ve yaptıklarından o kadar etkilendim ki hemen o gün bir tasarımı beraber hayata geçirmeyi teklif ettim. O günden sonra onlar Begüm Khan’ın ailesi oldular.