Eğlenmeyi seviyorsanız ve kış ayları için değişik bir çizme arayışındaysanız rengarenk Rubber Duc’ların tasarımcısı Danimarkalı Eik Ottosen’e kulak vermenizi öneririz.

Eik Ottosen ile Nişantaşı Hardal’da tanışıyoruz. Durmadan masadaki çerezleri yiyor, gülüyor, eğleniyor. İçindeki çocuğu yaşattığı her halinden belli. Röportaja başladığımızda markası Rubber Duck’ı (Plastik Ördek) bu fikrin üzerine kurduğunu anlıyorum. Fotoğraf çekimini yaparken de birçok muzurluk yapıyor. Bayanları çekime davet ediyor, barda çilek yiyor, hopluyor, zıplıyor. Çok rahat bir insan… Bu da bizim hoşumuza gidiyor. Eik ile konuşurken de, fotoğraflarını çekerken de son derece keyif alıyoruz…

Eskiden modellik yaptığınızı okudum. Bot tasarlamaya nasıl başladınız?

Modellik yaparken, kendim bir şeyler yapmanın eğlenceli olacağını düşünmeye başlamıştım. Zevk sahibi biriyimdir. Küçükken kendi kıyafetlerimi kendim seçerdim. Renklerle aram her zaman çok iyiydi. Kıyafetlerim hep diğer çocuklarınkinden farklı olurdu. Farkında olmasam da bir stilim vardı. Kıyafetler konusunda kendime hep güvenmişimdir. Modellik yaparken, etrafımı seyrederek işi öğrendiğimi söyleyebilirim. Modellik beni ayakkabı tasarlamaya yönlendirdi.

Neden ayakkabı?

Ayakkabı tasarlamak eğlenceli çünkü ayakkabılar ikondur. Bir konsept yaratmak, markalaşmak benim ilgimi çekiyor. Hunter, Dr. Martens, Ugg, Converse, Vans bunların hepsi ikon sayılabilir. Hiçbir zaman unutulmazlar. Bir tişörte bakınca onun ne marka olduğunu anlayamıyorsunuz ama ayakkabılarda, onun hangi markaya ait olduğunu anlamanız için logosunu görmenize gerek yok. Ürünle tanınabilen her şey bana eğlenceli geliyor. Rubber Duck’ın arkasındaki fikir de eğlenmek, oynamak olduğu için bolca renk kullanıyoruz.

“Rubber Duck” (Oyuncak Ördek) ismi nereden geliyor?

Oyuncak ördekler bana çocukluk anılarını hatırlatıyor. Belki de ilk gördüğümüz oyuncak. Banyo yaparken çocukların etrafında oyuncak ördekler olur. Ördekler markanın kendisi gibi eğlenceli. Markanın adını “eğlenceli” yapamayacağım için bu fikri hatırlatan bir ikon bulmak istedim. Rubber Duck da mükemmel bir fikir oldu.

Hollywood yıldızları tasarımlarınızı giydiğinde neler hissediyorsunuz? Hangi ünlü isimlerin Rubber Duck giymesini isterdiniz?

Miley Cyrus henüz Rubber Duck giyen ünlüler arasına girmedi. Önümüzdeki kış tasarımlarımı giymesi çok hoşuma gider. Tabii ki tasarımlarımın kimin tarafından giydiğini önemsemiyorum. İster bir pop star giysin, ister Erhan (fotoğrafçımızı gösteriyor) giysin, benim için bir şey fark etmiyor. Bana aynı derecede mutluluk veriyor. Tek farkı reklam olması…

İstanbul’u nasıl buldunuz, nerelere gittiniz, favori mekânlarınız nereleri?

İstanbul’u çok enteresan buluyorum, büyük bir kaosa benzetiyorum. İnsanlarını çok seviyorum, çok sıcak ve arkadaş canlısı hepsi. Mutfağınıza bayılıyorum. En büyük problem trafik… Trafik olmasa burada yaşamak isterdim. Taksim’i çok seviyorum. Tavan Arası diye bir bara gittim, çok sevdim. Kebap yemek için gittiğim Umur Ocak Başı da çok güzeldi.

Rubber Duck için İstanbul’dan esinlenerek iki model tasarladınız. Sizi etkileyen neydi?

Geçen sefer İstanbul’a geldiğimde, daha yaşlı kadınların giydikleri desenli elbiseleri çok enteresan bulmuştum. Renkleri gözüme çok güzel göründü. Rubber Duck’ların üzerindeki bu değişik etnik baskıları Türk kadınlarından esinlenerek yarattım.