Avusturalyalı Olıvıa Cummıngs hayatına daha fazla yaratıcılık katmak için geldiği İstanbul’da, Balat’taki şirin atölyesinde takılar tasarlıyor. İstanbul’un verdiği ilhamla taşlar ve metaller, Olıvıa’nın elinde takılara dönüşüyor.

 

Takıları çok severim, özellikle de doğal taşlardan ve ahşaptan yapılanları. İki sene önceki doğum günümde sevgilimin hediye ettiği harika bir madalyonum var. Kıskançlığımdan kimseye kimin yaptığını söylemiyordum. Fakat sohbet etme fırsatı bulunca ilham verici hikâyesini sizinle de paylaşmadan duramadım. Olivia Cummings Avusturalyalı. Master yapmak için Paris’te kaldıktan sonra hayatında daha fazla yaratıcılık olması gerektiğini düşünerek İstanbul’a gelmiş. Burayı tercih ederken Türkiye’nin diğer ülkelerde olmayan farklı çekiciliğinden etkilenmiş. Kapalıçarşı’daki takıları ve ustaları görünce, aradığı ilhamı bulduğuna inanarak yavaş yavaş takı yapmayı öğrenmiş. Balat’ta çok şirin bir atölyesi var. Atölyenin yerini seçerken de Avusturalya veya Avrupa’da bulamayacağı, gerçekten İstanbul’u hissedebileceği bir yer istemiş. Balat’ın farklı mimariler, deniz manzarası, sokakta oynayan çocuklarla dolu atmosferi ona bu hissi tam olarak vermiş.

Şehir dergisi yazarı olunca sormadan duramadım: Paris ve Avusturalya’da yaşadığı Melbourne’le İstanbul’u karşılaştırmasını istedim. İstanbul’da yaşamanın insanı çok değiştirdiğini, Paris’te yaşamanın zorlu olabildiğini ama İstanbul’un, mücadeleye dönüşebilecek her şeyin bir karışımı gibi olduğunu söyledi. İstanbul’da doğup büyümüş biri olarak her ne kadar bütün bunlara alışkın olsam da doğru bir tespitti. İstanbul’u böylesine eşsiz yapan özelliklerden birinin bu olduğuna karar verdik. “Mücadeleye dönüşebilecek her şeyin karışımı” olan kentin, sanatına nasıl yansıdığını konuşurken konu tarihten açıldı. Antik Yunan, Roma, Bizans, Osmanlı ve daha birçok kültürün izlerini görebildiğini ve İstanbul’un, “uygarlığın kalbi” olduğunu söyledi. Her köşesinde farklı kültürler ve hikâyeler saklı olması da şehrin en sevdiği yanlarından biri.

Dinlerken bir an “klişeler arasında mı ilerliyoruz?” diye düşündüm, sonra yaptığı takılara baktım. Gerçekten bir İstanbullu’ya, İstanbul’da yaşadığını hissettirecek eserler yaptığını o an fark ettim.

DSC_0114

TAKILAR KENDİMİZİ YANSITMALI

Sanırım günlük hayatta İstanbul’un üzerini saran gri kabuk yüzünden bu kenti bazen küçümsüyoruz. Olivia Cummings bu noktada, o kabuğun içindeki derin hislere ve dünyaya erişmenizi sağlayan tılsımlarla uğraşan büyülü biri adeta. Kullandığı malzemelerle arasında nasıl bir bağ olduğunu sordum, cevabı düşüncemi destekler nitelikte oldu: “Takılar giydiğimizi ve kendimizi yansıtmalı. Ancak günümüzde çoğu takı modaya uygun olsun diye veya kişinin ait olduğu sınıfı göstersin diye yapılıyor. Ben takılarımın farklı bir seviyede dile gelmesini istiyorum. Bilinçaltına hitap etmesini, kendini ifade etmesini, eski hikâyeler anlatmasını, kolektif anıları olmasını istiyorum. Bütün malzemelerin kaynağını ve anlamlarını araştırıyorum. Altın, gümüş, bronz klasik metaller… Ama bu metallerin gücünü unutuyoruz. Ben insanlara şunu hatırlatmak istiyorum: Mücevher takarken, aslında o maddenin gücünü de takıyoruz” dedi.

Taşların gücünden ve enerjisinden konuşurken, bu konuda etrafta gezen tüm klişeler içinde en doğru tanımı da yaptı: “Aslında bazı taşların tıpkı yiyecekler gibi, vitaminler gibi sağlığa ve ruh haline iyi gelen yanları var. Ben onları takmayı, sürekli yanımda tutmayı, onların yanında uyumayı seviyorum.” Olivia bunu söyledikten sonra sormadan edemedim: Bu taşları sadece moda veya para için kullanan tasarımcılar da aynı enerjiyi aktarabiliyor muydu acaba? “Nasıl ki her yiyecekte farklı vitaminler varsa, taşlar da bu enerjiyi doğadan alıyor ama sevgiyle yapılan her şey tabii ki daha iyi hissettiriyor” dedi.

Olivia ile taşlar ve şehirler hakkında uzun uzun sohbet ettik. İlk madalyonumu alırken de seçmeme yardımcı olmuştu. Takı tasarımcılarının günümüzde “özel” olma çabasıyla tasarımlarının fiyatını yükseltmesine, tasarımların ulaşılamaz hale gelmesine inat Olivia’nın bu hali çok hoşuma gitti. Buraya sığdıramadığım daha pek çok hikâye ve duyguyu merak ediyorsanız Olivia’nın elinden geçen taşlarla siz de sohbet edebilirsiniz. Göz atmak isterseniz; http://www.cleopatrasbling.com/