Geçtiğimiz ay nerede kalmıştık? Gay’lerin yaşadıkları şehirlerle kurdukları ilişkiler üzerinden İstanbul’daki Gay’lere ve tipik Gay davranışlarına göz atmıştık. İstanbul’da yaşayan bir Gay’seniz diğer Gay’lerle tanışmak için ne kadar seçeneğiniz var, bu ay bu konuyu ele alalım dedik.

Sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen gay barlar hanginizi tatmin edecek kapasitede? Fiziksel ortamlardan umudunuzu kesip kendinizi internet dünyasına mı bırakmalısınız? Web siteleri ve mobil uygulamalardan da aradığınızı bulamıyorsanız, -ki “Arayış ne?” sorusu beni her zaman üzmüştür- pek de fazla bir seçenek kalmıyor. İstanbullu gay’ler olarak, ne bir “gay district”imiz var ne de bir “gay event” takvimimiz. Dolayısıyla yapabileceğiniz tek şey kendinizi güzel “straight event”lere atmak.

MÜZİK SEVGİDİR!
Bu ay gay’lerin çok sevdiği ve elbette ki müzik ve eğlencenin bahane, “social networking”in ya da tabiri caizse fingirdemenin ve flörtleşmenin şahane olduğu ortamlara bakacağız. Bu ortamların başında ise hiç kuşkusuz yazla birlikte hayatımıza giren açık hava konserleri ve festivaller, festivallere paralel olarak gelişen after party’ler var. Sezonu 24 Mayıs’ta Parkorman’da Babylon Soundgarden ile açıyoruz. Soundgarden için “Festival 101” diyebiliriz. Çok kalabalık olmamasıyla bizi mutlu eden, etrafa 360 derece hâkim olabileceğiniz bir şekilde görebilecek stratejik bir konumda bütün gün oturup müzik dinleyebilirsiniz. Üzerine FM Belfast ve John Talabot.
Babylon Soundgarden’ın yorgunluğunu atlatamadan kendinizi ertesi gün Chill Out Festival’de bulacaksınız. Chill Out’u size şöyle anlatayım: Güzel ve sakin müzik, çimlere yayılmaca ve harika bir ortam. Yetmedi mi? Goldfrapp, Brandt Brauer Frick, Noze & Ornette ve Kadebostan’ın line-up’unda olduğu bir festivalden daha ne istersiniz ki? “Tamam; müzik zaten güzel, başka ne var?” diyorsanız size şöyle anlatayım. İstanbul’un en hoş ve havalı erkeklerini her sene topluca görebileceğiniz tek etkinlik Chill Out.
25 Mayıs’ı atlatamadan ertesi gün, tüm gay’ler tabii ki Justin Timberlake’i izlemek için İTÜ Stadyumu’nda olacak. Henüz N Sync’te küçücük tıfıl bir çocukken radarımıza giren Justin, büyüyüp serpilip -mecazi anlamda tabii- pop dünyasında erkek vokal çıtasını bir tık yükseltti. Bu konserde aklınıza gelebilecek her türlü gay’i görebilirsiniz. Henüz bilet almadıysanız acele etmeniz gerek, kalan kategoriler ile Justin’in burnuna dokunma veya Justin’i bir burun boyutunda görme arasında bir yerlerde kalabilirsiniz.
“Bu festival ve konserler beni açmadı, ben daha janti bir adamım, biraz daha oturaklı müziklerden ve adamlardan hoşlanıyorum” diyorsanız sizi Haziran’da 42. İstanbul Müzik Festivali’ne alalım. Özellikle 17 Haziran’daki Sinfonia Varsovia & Julian Rachlin ve 24 Haziran’daki Festival Buluşmaları II konserleri, genç ve yakışıklı solistleri, Brahms’tan Beethoven’a uzanan geniş ve herkese hitap edecek repertuvarları ile güzel bir akşam geçirmeniz için garanti. Keten takımları giyip cep mendillerini takmak hatta daha da abartıp papyonunuzu kullanmak için bahane arıyorsanız hiç düşünmeyin, Müzik Festivali’ne gidin!

HER TELDEN İNSAN
Haziran ayına gelmişken One Love Festival’den de bahsetmek gerek. Geçtiğimiz yıl yaşanan içki problemlerinden dolayı hayli tepki çeken One Love bu sene 14-15 Haziran’da Parkorman’da. One Love’da her telden güzel insan ve müzik bir arada. Mogwai, Moderat, Bonobo ve Oh Land gibi grupların yanında sabahtan akşama kadar yapılabilecek onlarca aktivite, bir takım kesişmeler, bolca içki ve dans.
Artık Temmuz ayı ile yaz sıcakları iyice üstümüze çökmüş, bünyeler deniz-kum-güneş hayaliyle yanıp tutuşurken İstanbul’da caz zamanı gelmiştir. 21. İstanbul Caz Festivali bu sene 1-16 Temmuz’da, parklarda, bahçelerde, şahane mekânlarda. Hugh Laurie -nam-ı diğer Dr. House- sürpriziyle gönüllerde taht kuran festivalde, Brad Mehldau ve Katie Melua gibi hem kulağa hem göze hitap edecek isimler de var. Caz Festivali’nde hem yazın hem de cazın etkisiyle birçok yakışıklı turist görmek mümkün. Olaya bir de bu açıdan bakmak lâzım.
Bakarsınız festivallerin birinde hayatınızın aşkıyla yan yana dans edersiniz? Belki gecenin sonunda müzik biter ama muhabbet devam eder. Bir bakmışsınız bir sonraki festivalin biletlerini beraber alıyorsunuz. Diyorum ya, bu şehrin ne getireceği belli olmaz, hazırlıklı olmak lâzım!