Asırlar boyu farklı kültürlerin etkisi altında kalan Sicilya’nın başkenti Palermo, hem coşkulu ve sıcakkanlı Akdeniz insanıyla hem de büyüleyici mimarisiyle görülmeye değer yerlerin başında geliyor.

Yazı ve Fotoğraflar: Çiler Geçici

Wim Wenders’ın “Palermo’da Yüzleşme” filmi benim için çok özeldir. Yıllar önce Mehmet seyretmemi önerdiğinde sokaklar, müzikler beni çok fazla çarpmıştı. Hâlâ en sevdiğim gruplardan biri olan Portishead ve bayıldığım Beth Gibbons’ı film boyunca duymak filmi sevmeme yetti de arttı bile. Tabii Calexico, The Velvet Underground, Beirut ve Get Well Soon’u da unutmayalım. Filmin başrolünü üstlenen Die Toten Hosen grubunun solisti Campino’nun canlandırdığı karakter hızlı yaşayan ünlü bir fotoğrafçı. Ölümle karşı karşıya geldikten sonra hayatı sorgulamaya başlıyor ve fotoğraf makinasıyla Palermo sokaklarında dolaşırken zamanı yavaşlatmayı, anı yaşamayı öğreniyor. Filmin konusu son derece klişe olsa da görüntüler beni daha gitmeden Palermo’ya âşık etmişti. Ve yıllar sonra Mehmet’le beraber gidip o sokakların keyfini çıkarabildik.

KÜLTÜREL MİRAS

Palermo’dan bahsetmeden önce Sicilya’yı biraz anlatmak daha doğru olur sanırım. Neredeyse tam bir çizme şeklindeki İtalya’nın en ucundan binlerce yıl önce depremler yüzünden koparak oluşmuş bir ada. Önceden Romalılar, Kartacalılar ve Fenikeliler tarafından istila edilen Sicilya, Arapların istilasının ardından zengin ve parlak bir İslam kültürü merkezi olmuş. Sonrasında İspanyollar, Fransızlar, İtalyanlar gelmiş. Adanın şehir ve kasabalarındaki birçok mimari yapıda bu kültür sentezini rahatlıkla görebiliyorsunuz. Günümüzde Sicilya bir parlamento tarafından yönetiliyor ve başkenti Palermo da bu parlamentoya ev sahipliği yapıyor.

Teatro Massimo Binası 

ŞEHİR DOKUSU

Palermo, denize doğru Corso Vittorio Emanuele Caddesi ve onu kesen iki caddeden oluşuyor. Şehir 1693 yılındaki büyük depremin ardından neoklasik tarzda yeniden inşa edilmiş. Bunun en iyi örneklerinden biri de Teatro Massimo binası. Francis Ford Coppola’nın ünlü mafya filmi “The Godfather” serisinin üçüncüsünün final sahnesi burada çekilmiş. Benim tavsiyem şehrin ara sokaklarında kaybolun ve şehri gerçek anlamıyla tanıyın. Balkonlarda asılı çamaşırlarıyla Tarlabaşı’na benzeyen, eski, rengârenk arka sokaklarla dolu bir şehir Palermo. Bu eski bölge, binaların cephelerindeki kocaman, çok güzel murallar için bile gezmeye değer. Ara sokaklarda yürürken hemen her evden çeşitli sesler yükseliyor. Şarkı söyleyenler, bağıra çağıra sohbet edenler… Sicilyalılar yüksek sesle, hararetli bir şekilde konuşmayı seviyorlar, eskiden herkes kavga ediyor sanırdım ama normal halleriymiş bu, artık aldırmıyorum. Palermo mafyanın ilk doğduğu yer olabilir ama günümüzde etkinliklerini açıkça sürdürmüyorlar. Mafya ile mücadelede çok önemli iki insan ve yol arkadaşı olan Giovanni Falcone ve Paolo Borsellino’dan bahsetmeden de geçmek olmaz. Bu iki cesur savcı sayesinde Sicilya bugünkü adalet ve barış ortamına ulaşmış. Maalesef her ikisi de birkaç ay arayla bombalı saldırılarda öldürülmüş.

Porto Nuova

KEŞİF TURU

Görülmesi gereken önemli yerler arasında Teatro Massimo, Porta Nuova, Quattro Canti Meydanı, Palermo Katedrali, Fontana Pretoria, Politeama Meydanı, Palazzo Reale, La Martorana, Giardino Garibaldi ve Teatro Politeama Garibaldi bulunuyor. Alışveriş için de Palermo’nun en şık caddesi olan Viale della Libertà’yı önerebilirim.

Osteria Lo Bianco

YEME-İÇME ROTALARI

Palermo günümüzde gastronomi şehri olarak da ün salmış durumda. Bilhassa deniz mahsullü yiyecekler sizi mest edecek. İnsan her gün deniz mahsullü spagetti yer mi? Yer! Palermo’da yemeklerde bol bol patlıcan ve domates kullanılıyor. Hatta Caponata da bu ikiliden yapılan meşhur bir yemek. Benim tavsiyem klasik Sicilya yemeklerini sunan Trattoria’lardan şaşmamanız. Turistik olmayan restoranların çoğu 15.30-18.00 saatleri arasında kapalı oluyor ve Sicilya halkı akşam dokuzdan önce yemek yemiyor. O saatten önce yer buldunuz buldunuz, sonrasında işiniz zor. Tatlı olarak, içi krema dolgulu, dışı kızartılmış hamur olan “Cannoli” ve “Pasta di Mandorla” yani badem ezmesi kurabiyesini mutlaka denemelisiniz. Benim şahsi tercihim her zaman Prosecco olsa da Nero d’Avola üzümünden yapılmış meşhur Sicilya şarabından da içmeyi ihmal etmeyin. Bunlardan başka Limoncello, Grappa, Granita, Aperol Spritz de deneyebilirsiniz.

Osteria Lo Bianco
Geleneksel Sicilya yemekleri sunan Lo Bianco bizim favorimiz oldu. Her seferinde mutlulukla ayrıldık buradan. Fiyatlar da oldukça uygun. Akşam yemeği için web sitesinden rezervasyon yaptırmanız mümkün.
osterialobianco.com
Via E. Amari, 104, Palermo

Bisso Bistrot
Harika bir İtalyan lokantası. Deniz mahsullü makarnası ve diğer deniz ürünleri oldukça başarılı. Akşam gidecekseniz rezervasyon yaptırmayı unutmayın ya da 21.00’dan önce gitmeye çalışın.
Tel: +39 328 131 4595
Via Maqueda, 172A, Palermo

KONAKLAMA ÖNERİLERİ

Palermo şehir merkezinde ve civarında her bütçeye uygun konaklama yeri bulabilmeniz mümkün. Şehrin tarihi dokusunu yansıtan oteller ise favorimiz.

Ibis Styles Palermo
4 yıldızlı bir otel fakat oldukça merkezi, tertemiz ve modern dizayn edilmiş.
presidenthotelpalermo.it
Via Francesco Crispi, 228 Palermo

Grand Hotel Villa Igiea
5 yıldızlı otel arayanlar için iyi bir seçim olabilir. Marinaya bakan odaları ve nefis havuzuyla tam şehir merkezinde olmasa da oldukça lüks bir otel.
villa-igiea.com
Salita Belmonte, 43, Palermo