Brad Pitt yakışıklı olmanın ötesinde yeteneğiyle de her daim göz dolduran oyunculardan. O, 21 Haziran’da Dünya Savaşı Z (World War Z) ile ilk kez zombilerle savaşmanın heyecanını yaşarken, biz unutulmaz Brad PItt karakterlerinin izini sürdük.

1

Image 1 of 5

Ani bir kararla eğitimini yarıda bırakıp Hollywood’un yolunu tutmasaydı, yakışıklılığıyla bugün Tyler Brûlé kadar dikkat çeken bir gazeteci olurdu. Kim bilir belki de haberin peşinde koşan değil, her daim peşinden koşturan bir gazeteci… Neyse ki Tanrı onu stüdyolara bağışladı ve dünya sineması gerçek anlamda bir yıldız kazandı.

Tabii ki hiçbir şey kendiliğinden olmadı. Oyunculuk hayallerinin izini sürerken ilk önce Kaliforniya’nın Pasadena eyaletinde Güzel Sanatlar Akademisi’ne başladı. Okurken tavuk kılığına girip bazı tanıtımlarda yer alırken, arta kalan zamanlarında limuzin şoförlüğü bile yaptı. Çok geçmeden dikkatleri üzerine çekince Dallas ve Another World gibi efsane dizilerde küçük roller kaptı. Sinemayla yolu 1987 yapımı Gizli Hayat (No Man’s Land) ile kesişti. Buradaki “garson” rolü çok beğenilince aynı yıl “Less Than Zero” ve “Cutting Class” filmleri geldi. İki yıl sonra da “Too Young To Die” ve “Across the Tracks” ile önce televizyonda sonra beyazperdede boy gösterdi. Yıldızının parladığı film ise Ridley Scott imzalı “Thelma ve Louise” oldu. Ridley’in maharetli ellerinde sadece 15 dakika görünüp “J. D.” karakteriyle akıllara kazınınca People dergisi tarafından “Dünyanın En Seksi Adam”ı seçildi ve böylece oyunculuktaki altın çağı başladı.