Kurulduğu Maltepe ilçesinin doğayla ilişkisini sorduğumuz Kardo – Karabaş Doğal Yaşam Derneği, insanların etrafı tellerle çevrili sitelere yerleştikten sonra değişen ruh hallerinin sosyolojik açıdan incelenmesi gerektiğini düşünüyor.

Maltepe, eski İstanbul’un sayfiye yerlerinden biri. Ünlü Süreyya Plajı’nın önü Adalar, arkası tepelere yayılmış Başıbüyük Ormanı’ydı. Artık Süreyya Plajı yok, sahil neredeyse Adalar’a yürünerek çıkılacak kadar dolduruldu, orman küçüldükçe küçülüyor. Sahilden veya denizden baktığınızda dev beton bloklar görüyorsunuz. İşte bu siteler bölgesi, İstanbul’daki sokak köpeklerinin hayatının da özeti: Kibir ve sürgün. Şehirde tahammül edilemeyen hayvanlar ya belediyelerce ya da şahısların kendi inisiyatifleriyle, mesela özel güvenlikçilerce alınıp ormanlık alanlara atılıyor, sonra aynı insanlar ormanlık alanları talan eden bu yeni sitelerde ev satın alıp “Ay köpek var!” diyor… Anadolu coğrafyasında kedi, köpek, kuş vb. çok şaşılacak canlılardır ve zaten halkımız Kız Kulesi’nde doğup büyümüştür, malum.
İnsan dediklerimizin çoğunun bencilliği ve kibri bir gezegenin pek çok tür sakininden biri olduğunu kendiliğinden kavramasına izin vermiyor maalesef. Son aylarda yine yoğun biçimde kendi alanı dışındaki köpekleri “başka yere attırmaya” azmeden bazı siteler Maltepeli dernek, Kardo – Karabaş Doğal Yaşam Derneği’nin girişimleriyle bilinçlendirilmeye çalışılıyor; yaptıklarının hem kanunsuzluğu, hem vicdansızlığı hem de bilimsel açıdan nafileliği konusunda. Fakat, kuşlar yaklaşamasın diye havuzların üzerine misinalar gerilmesini “Kafamıza pisliyorlar, tabii ki gerilecek, aidatı kuşlar ödemiyor ya” diyerek savunan insanların bulunduğu topluluklarda yol uzun ve meşakkatli görünüyor.

Kardo, Narcity doğumlu genç bir dernek. Halihazırda bölgeyi kendi imkânlarıyla besleyen Narcity’li hayvanseverlerin dernekleşmesine iki yıl önce Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç vesile olmuş. Karlı bir günde ormanda besleme yaparken, sokak köpeklerine iki kulübe ve biraz mama getiren Başkan Kılıç ve ekibiyle karşılaşmışlar. Sorunları dile getirdiklerinde, Kılıç dernekleşmelerini tavsiye etmiş. Böylelikle Kardo kurulmuş.
Kardo şimdilik sadece Maltepe’de, özellikle de orman bölgesine inşa edilen sitelerin çevresinde yaşayan sokak hayvanlarına odaklanmış olarak çalışıyor. Derneğin kurucu başkanı Tolga Akyıldız “Kurumsal kimliğimiz ve iç organizasyonumuz şimdilik Maltepe ilçesinde faaliyet sürdürmeye yetiyor. Belediyemiz de hayvanlar konusunda bir STK ile dayanışma içinde çalışmayı yeni yeni öğreniyor. Karşılıklı ilişkilerimizi ve dayanışmamızı şimdi şimdi oturtuyoruz. Yürürlükte olan 5199 sayılı kanunun eksiksiz uygulanmasını sağlamak, ortak yaşam kültürünü yerleştirmek, Maltepe’de bir dönüşüm başlatmak en önemli hedefimiz” diyor.

2017 ile birlikte Kardo – Belediye iş birliğiyle dikkat çekici, tüm ülkeye örnek olacak çalışmalar yapılmaya başlandı. Mesela, ilçede bir köpeği sopayla dövülürken gösteren video veya besleme yapan bir gönüllüye ateş açılıp bir köpeğin vurulması üzerine Kardo’nun düzenlediği eylemlere belediye lojistik destek verdi… Ormana ve sitelerin çevresindeki kamusal alanlara köpekler için kulübeler koyuldu… Gerçi, kulübelerin çevre site yönetimleri, belediye ve derneğin üçlü toplantısı sonucu belirlenen yerlere, köpeklerin zaten yattığı site dışı kaldırımlara koyulmasına rağmen, gizli şikâyet dilekçeleriyle belediye baskı altına alınmaya çalışıldı, gönüllü bağışlarıyla yaptırılan ve yere sabitlenen dernek malı kulübeler gece yarıları bacakları kesilerek çalınmaya hazır hale getirildi. Söylediğimiz gibi, yol uzun ve meşakkatli.
Tolga Akyıldız, Maltepe’de bariz gözlenen iki farklı yerleşim kültürünün çevre yaşama nasıl yansıdığını şöyle anlatıyor: “Özellikle E-5 karayolu altı olarak adlandırabileceğimiz bölgede çok fazla problem olmadığını söyleyebiliriz. Eski mahalleler bir şekilde hayvanlarla birlikte yaşama kültürünü oturtmuşlar. Hiç problemsiz değil, 10 üzerinden 6’yı hak ediyorlar sayılır. Ancak özellikle son yedi, sekiz yıldır oluşan site bölgeleri, Zümrütevler ve Başıbüyük mahalleleri epey sorunlu. İnsanların etrafı tellerle çevrili sitelere yerleştikten sonra değişen ruh hallerinin sosyolojik açıdan incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Sitelerde bir sürü para vererek ev satın alan ve her ay ciddi boyutlarda aidat ödeyen bazı kişilerin, çevresel tüm ögeler üzerinde hak iddia etme eğilimleri mevcut. Mesela, ormanın yanı başında yaşamayı tercih etmiş insanların köpeklerin veya ineklerin varlığından şikâyetçi olması gerçekten tuhaf. Veya yine buralarda yaşayanların kuşlardan şikâyet etmesi, site yönetiminin de havuza kuşların inmesini engellemek için misinalar germesi incelenmesi gereken garip örnekler. Hayvanlarla ve doğayla temasını minimumda tutmak isteyen insanlar neden buralardan ev satın alıyorlar gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Ayrıca, biz köylü bir toplumuz, hepimizin bir şekilde köy kökeni var; doğaya karşı bu tahammülsüzlüğü anlamak imkânsız. Bir de kendi evinde kedi veya köpeği olup da sokaktakileri şikayet edenler var ki, gerçekten incelenmesi gerekiyor bu insanların.”
Facebook: kardodernek