Çevresinde olanlara karşı duyarsız olmakla suçlanan genç nesil, bunca zaman bilgisayar başında neler mi yaptı? Hemen cevap vereyim.

2

Image 2 of 2

Örneğin güne “kartonbardak” ile kahve içerek başladık. Hayatın saniyelik mucizelerini “gorkemkeser” ile ölümsüzleştirip keyifle tekrar tekrar seyrettik. Çevremizdeki betonlaşan şehirden sıkıldık ama neyse ki “boyadanadam” etrafı bizim için biraz renklendirdi. Hep beraber oturup çay içtik sonra “çay örgütlenmektir” dedi “biratesbocegi” ve nostalji yaptık biraz. Bunun gibi daha on binlerce blog ile kendi dünyalarımızı birleştirerek fikir ve sanat dolu bir evren yarattık. Hatta yetmedi, kendi radyolarımızı kurduk, blog’lardan taşıp kitap ve fanzin çıkaran arkadaşlarımız bile oldu. Herhalde sadece teknolojinin nimetlerine dayalı olduğu için üreten bir nesil olduğumuz çok fark edilmedi. Biz zaten birlikteydik, “bir”dik. Ağaçları korumak isteyen arkadaşlarımızın canının yandığını “occupygezipics” tarafından paylaşılan resimlerden görünce, “bir” olarak sokaklara indik. Gençlik olarak bizi hafife alanlara büyük bir sürpriz yaptık. Bilgisayar karşısında yıllarca strateji oyunları oynamış bir nesil olarak hepimiz neler yapacağımız konusunda teoride hazırdık, bu sayede pratiğini rahatça öğrendik. Sokaklarda gördüğünüz “GTA’da polis dövmüş bir nesle sataştın” duvar yazıları veya yapılan şiddeti önlemek için TOMA’nın camına lazer tutulması işte bu oyunlardan kazanılan yaratıcılığın örnekleri. Olaylar boyunca orantısız zekâ ve “gezi mizahı” adını alan bu örnekler, hep klavyede yapılan antrenmanlar sonucunda oluştu. Bunun için oyun firmalarına da sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz! Kendi yarattığımız dünyalarımızda orantısızca çizmeye, yazmaya, oynamaya, konuşmaya ve bunları paylaşmaya devam ediyoruz. Bunlardan vazgeçmeye de pek niyetli değiliz açıkçası. Okumak, görmek isteyen herkese de açığız.