Ntv’deki “İstanbul Kafası” programından tanıdığımız Levent Erden, tam bir entelektüel ve İstanbul aşığı. Her fırsatta da bu aşkı tazelemeyi ihmal etmiyor!

3

Image 3 of 5

İstanbul sizin için kollarını açmış “Gel beni keşfet” diyen bir şehir benim anladığım kadarıyla…

Bu sadece İstanbul için değil, bütün şehirler için geçerli bir şey. Küçük bir şehirde de bütün bunlar var. İnsanların kökleri var, kendilerinden önce bir geçmiş var. Her yerde bir hikâye var yahu!

İstanbul’un hikâyeleri çok fazla galiba…

E fazla tabii… Sekiz bin yıllık geçmişi var; Doğu Roma’nın merkezi, Osmanlı’nın göz bebeği, şusu busu… Üst üste çok fazla yer yapılmış. Eğlenceli de bir yer. Dünyada nadirdir bu kadar çok kültürlü yerler. Burası bir köprü şehir olduğu için bunun bir benzerini başka yerde bulmak zor tabii ki.

Verdiğiniz derslerden yola çıkarak, örneğin Brand Management açısından İstanbul’u nasıl ele alırdınız?

Alamazsınız! İstanbul hiçbir şeyin markası olarak satılamaz. Örneğin Antalya bir golf markası olarak satılmaya çalışılıyor. Aynı zamanda futbolda bir kamp merkezi markası olmaya çalışıyor. İstanbul belli konularda nasıl marka olsun? Atıyorum, San Francisco teknolojinin geleceği konusunda bir markadır. Bugün teknoloji konusunda ne konuşursanız konuşun bütün yollar San Francisco’ya çıkar. San Francisco dediğinizde aklınıza belki köprü gelir, yokuşlu yollar da gelir ama bir üçüncüsü gelmez. Her şehir kendi içindeki şeylerle marka olur. İstanbul 20 ayrı şey için marka olsa bile İstanbul diye tek bir şey yok ki. İstanbul her şey için ayrı ayrı marka haline getirilebilir ama hepsinin ortak paydası aynı değil.